Nilüfer’ de Konak Kültür Merkezi yakınlarında çilingirlerin olduğu sokakta rastladım. Çöp konteynerlerinin yanında duruyordu. Bir an göz göze geldik, gülümsedim, uzattığım elime yaklaştı. İşte o an bir dramı fark ettim. Tek gözü yoktu. Uysal haliyle karşımda durdu, sırtüstü yattı, birkaç kez yuvarlandı. Anlamıştım kendini sevdirmeye çalışıyor ve oyun istiyordu. Tek gözü sevgi arayışına engel değildi. Başını okşarken mutlu olduklarında çıkardıkları ‘ mır… mır…’ larını duyuyordum. Ama aklım olmayan ve akıp giden gözünde kalmıştı. Oyunu daha fazla sürdüremedim. Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Mürsel Büyükçoban’ ı aradım. Durumu anlatıp, hayvanın tıbbi bir yardıma ihtiyacı olabileceğini söyledim. Derhal araç göndereceğini ve aldıracağını söyledi. Konteynerlerin yanında kendini sevdirmeye devam eden Tekir 10 dakika sonra aracın gelmesiyle birlikte uzaklaştı. Görevlilerle peşinden gittik; araçların altında, binaların bahçesinde aradık. Yakalamak mümkün olmadı. Benden kaçmayan hayvanın kendilerinden neden ürküp kaçtığını görevlilere sordum. Meğer köpeklerden iş kıyafetlerine sinen kokuyu almış da ondan dolayı uzaklaşmış. Bunu öğrendiğim iyi oldu; benzer bir durumla karşılaştığımda hayvanı kucağımda ya da elimde, kontrol altında tutacağım…

Sözün özü: Her ama her yaratık sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyar. Haydi hayvanı sevelim, insanı sevelim, ağacı sevelim demekle bu olmaz. Bunlarla irtibatın ömür boyu olmalı, korumalı, bakmalı, dokunmalı. Çünkü Sevgi emek ister, çaba ister, fedakarlık ister. Bunlar yoksa sevgi de yoktur. İliklerine kadar bu duyguyu hissediyor ve ayrım yapmaksızın her canlıya koşuyorsan ne mutlu sana. Bunlar yoksa sevgi adına edilen her söz laf-ı güzaftır yani boş laftır.

Mustafa YANIK

Cadde yarış pisti mi?

Çakırhamam semtinde, Kazım Baykal Caddesi tabanı iyice temizlenerek çok güzel asfalt yapıldı, genişletildi. Ancak uzun sürmedi bu cadde kimi sürücülerce otoban gibi görüldü. Caddenin genişliği de hız yapan sorumsuz sürücülere fırsat oldu. Paralı otopark şeritleri yapıldı ama boş kaldı.

Caddeyi yarış pisti olarak kullanan sürücülerin yayalar için yarattığı tehlikeyi de ayrı bir not olarak düşelim. Yayaların adeta üzerine gelen, yavaşlamayan araçlara dur diyecek trafik polisini görmek ise mümkün değil. Çocuklar, öğrenciler, yaşlılar, engelliler de bu caddeyi kullanmakta, karşıdan karşıya geçmekteler. Her an kaza ve insana zarar gelebilir, uyarı ve denetim ne ihmal edilmesin.

Kemal BAŞEREN

‘Trafik’ gelmezse kim ilgilenecek

26.04.2015 pazar günü evde tadilat nedeniyle eşim ve kızım ile birlikte Merinos Parkındaki Hayat Lokantasına kahvaltı için gittik. Arabamı da hemen lokantanın karşısında stadın giriş kapısının önünde bir yer bularak park ettim. Kahvaltıdan sonra da parkta vakit geçirdik.

Dönüş için arabaya geldiğimizde önünde arkasında hiç yer kalmadığı gibi çift sıra, hatta bazı yerlerde üç sıra park yapmışlar. Anladım ki maç için gelenlerin işi. Çıkmak mümkün değil. Kızımı İstanbul a göndereceğim hazırlık yapacak. Kapıda görevli polislere durumu gösterdim. 155′ ten trafik polisi istememi söylediler.

Asıl yazma nedenim bundan sonrakiler:

155 i 14:28 de aradım. Ekip göndereceklerini söylediler. Gelmedi 14:42 de tekrar aradım. Aynı cevap. 14: 58 üçüncü kez aradım. Yine yok. Sitem ederek 15:24 de 4. defa aradım. “Sistemde 4. kez aradığınızı görüyorum” dediler. Bu arada tesadüfen oradan geçen iki polis ekibinden de yardım alamadım. Nihayet maç bitti. Kalabalığın dağılmasının ardından aracıma binip evime dönebildim.

59 yaşındayım. İlk defa bir polise ihtiyaç duydum. Bursa’ nın merkezinde çaresiz kaldım. Diğer ortam ve yerlerde yaşayanlara Allah kolaylık versin.

Mehmet CEYLAN