Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü.
Ancak bu yıl Covid-19 salgını nedeniyle kutlamalar evde…
Sadece sendika ve meslek örgütü yöneticileri sıkı tedbirlerle sembolik anmalar yaptı.
Dün DİSK, KESK, TMMOB, TBB; bugün de Türk-İş yöneticileri 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenler için Taksim’deydi.
Yine onlara polis ve gazeteciler eşlik etti.
Yani gazeteciler her şartta fedakârca işlerini yapmaya çalışıyorlar.
1 Mayıs 1977’deki acı olayları da fotoğraf ve kameralarla belgeleyenler basın emekçileri değil miydi?
***
Şimdi gelin Bursa’ya ve Bursa ovasına uzanalım.
Dünyanın en güzel armut ve şeftalisinin yetiştiği bereketli toprakların üzerinden dün siyah dumanlar yükseldi.
Bir anda bütün kentte gözler buraya odaklandı.
Herkes ne olduğunu merak ediyordu.
Gazeteciler hemen bölgeye akın etti.
Kısa süre sonra da İhlas Haber Ajansı (İHA) flaş haberi geçti.
“Ağaköy’de bir soğuk hava deposu yanıyor”
***
olay.com.tr çarpıcı fotoğraflarla haberi hemen yayına aldı.
Olay Gazetesi de yerini ayırarak gelişmeleri detaylarıyla okurlarına aktarmak için gelecek bilgi ve fotoğrafları beklemeye koyuldu.
Bu sırada yangın rüzgârın da etkisiyle daha da büyüdü.
İtfaiyenin 30 civarındaki araçla müdahalesine rağmen alevler, meyve bahçelerine de sıçradı.
Olay yerindeki gazeteciler de, kimseye zarar vermeden işlerini yapmaya çalışıyorlardı.
***
Ulusal televizyonların da ilgisi bir anda Bursa’ya yöneldi.
TGRT, İHA Bursa Bölge Müdürü İhsan Altıkardeş’i canlı yayına aldı.
İhsan yüzünde maskeyle yaşananları anlatmaya başlıyordu ki bir anda görüntüden kayboldu.
Ardından Fatih Çapkın kameranın kontrolünü kaybetti.
Ve bir ses duyuldu televizyon ekranlarından:
‘Benim ulan burası çıkın, gidin…’
İhsan yılların tecrübesi ile sakinleştirmek için saldırgana ‘Tamam ağabeyim’ gibisinden sözler ediyordu.
Ama sonra öğrendik ki tekmelerin hedefi olmaktan kurtulamamış kameramanla birlikte.
Neyse ki Jandarma yetişti imdatlarına…
***
İhsan tekrar canlı yayına alındı.
Saldırıya uğramış olmasına rağmen hâlâ soğukkanlıydı.
‘Tabii onların da canı yanmış ama biz de görevimizi yapmaya çalışıyoruz’ diyordu sesi titreyerek…
Kim bilir İhsan Altıkardeş bizler gibi Ova’da, Ağaköy’de üreticinin ürünü daha iyi para etsin, ihracatına katkı sağlasın diye…
Ya da köylünün elinde kaldığı için soğuk hava depolarında bekletilen ürünler çürümeden değerinde piyasa girsin diye kaç haber yapmıştır bugüne kadar…
Ama her nedense kötü bir olayda ‘suçlu’ hep savunmasız gazeteciler oluyor!
‘Burası benim ulan çık git’ de ve at tekmeyi.
***
Ayıp çok ayıp…
Yazıklar olsun.
Saldırıyı şiddetle kınıyor, değerli meslektaşlarıma ‘geçmiş olsun’ diyorum.
Yapılan ayıba rağmen işletmeleri zarar görenlere de büyük geçmiş olsun.
Bu noktada bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim.
Belki son dönemde salgın nedeniyle doktorlar çok gündemde ama gazeteciler de o kadar çok saldırıya uğruyorlar ki…
Artık bir yasal kalkan şart!
Meclisin bu konuyu gündemine alması dileğiyle diyelim…
Ve sözü tekrar 1 Mayıs’a getirelim.
Koronavirüse, saldırılara ve son dönemdeki ağır yüke rağmen tüm çalışanların ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ kutlu olsun.