Muğla Milas’taki Akbelen ormanında yaşananlar gündemin ilk sıralarında…
Buradaki termik santral için kömür ocağı açılmak isteniyor.
Ağaçlar kesiliyor.
Bölge halkı ve çevreciler tepkili.
Köylüler ağaçlara sarılarak doğa nöbeti tutuyor.
Politikacılar devreye girdi, konuyu hemen politize etti.
Siyasette polemik, bunun üzerinden yürüyor şu aralar…
Değişim tartışmaları ile çatırdayan CHP ve çarşı pazardan yükselen tepkilere çare arayan hükümet için hiç fena bir gündem olmasa gerek!
Son olarak…
Cumhurbaşkanı Erdoğan tartışmaya dahil oldu.
Dün akşamki Kabine toplantısı sonrası şu ifadeleri kullandı:
“Yürütülen kampanyaları ağaç sevgisi veya çevre hassasiyetiyle izah edemeyeceğimiz bir gerçektir. Biz çevreci görünümlü marjinallere bakmıyoruz, sadece işimize bakıyoruz. Bu santral ülkemiz ekonomisine 1 milyar dolar katkı sağlıyordu. Özelleştirme sonrası verimliliği yüzde 50’den fazla arttı. Kömür çıkarılacak alanda kesilecek ağaçların kat kat fazlasının farklı yere dikileceği ilgili kurumlar tarafından açıklanmıştır. Buradan ana muhalefet liderinin başına sesleniyorum. Muğla Belediyesi onların yönetiminde. Bugüne kadar ne kadar ağaç diktiniz? Çıkın bunun rakamını açıklayın.”
Şimdi CHP’den yanıt gelir böyle sürüp gider…
***
Siyasilerin ne dediği, kimin haklı olduğu falan umurumda değil.
Ama bazılarının bu noktadaki tepkileri ve samimiyetleri asla sorgulanamaz.
Birincisi…
Ağaca sarıldığı fotoğrafı ile Akbelen’deki çevre eyleminin sembolü haline gelen Zehra nine.
Ne diyor?
“Üç tane adamın gelip buraları talan etmeye hakları yok. Yeter derelerimiz, kuşlarımız susuz kaldı. Asmalarımızda bir tane üzüm kalmadı.”
İkincisi…
Ağaçların üzerindeki yuvası, yavruları ile birlikte yerle bir olan kuşun yaktığı ağıt…
Üçüncüsü…
Kesilen ağacın sessiz çığlık eşliğinde akıttığı gözyaşı.
***
Bütün bunların, tarihin en sıcak günlerinde yaşandığının altını çizelim.
Ve…
Gelelim Bursa’ya…
Pazar günü işten çıkınca eşimle şehir içinde bir yeşil alanda nefeslenmek istedik.
Geçmişte bizim ikizlerle sıkça gittiğimiz İstanbul Yolu üzerindeki Özdilek’in önündeki çimler geldi aklımıza…
Merkezde yeşile hasret kalan Bursalıların yıllardır ilgi gösterdiği bir yerdir burası.
İşinsanı Hüseyin Özdilek, buradaki hizmeti ile çok kişinin hayır duasını almıştır.
Ben dahil.
Keşke her AVM’nin önünde böyle yeşil alanlar ve çınarlarla kaplı doğal otoparklar olsa…
Neyse…
Özdilek’e vardığımızda önündeki yeşil alanda ‘iğne atsan yere düşmez’ dedirten bir tablo ile karşılaştık.
Herkes piknik sandalyesini almış gelmiş.
Çoğu çayını, kısırını, sandviçini, çekirdeğini yanında getirmiş.
Biz Özdilek’in marketinden bir şeyler aldık ve teleskopik sandalyelerimizi açarak bir köşeye oturduk.
Çıplak ayaklarım çimle buluşunca üzerimdeki elektrik toprağa akıp gitti.
Cehennem sıcağından cennete adım atmış gibi oldum.
Bir yanımızda sevimli köpekler, diğer yanımızda çimlerde yuvarlanan minikler, alanın ortasında top peşinde koşturan çocuklar.
Eminim…
Aynı anda Kültürpark, Merinos, Mihraplı, Millet Bahçesi, Botanik Park başta olmak üzere tüm yeşil alanlarda durum aynıdır.
***
Kısacası…
Yeşil, ağaç hayattır.
Koruyalım, kollayalım