Düşman Conkbayırı’nda 19. Tümeni yerle bir edebilirdi.
Anafartalar zaferi yerini hezimete bırakabilirdi.
“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” diyen biri çıkmaz, 57. Alay savaşın kaderini değiştiremeyebilirdi.
***
19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan olmaz.
Gazi Meclis kurulmaz, tarihi kararlar alınmazdı.
İstiklal Savaşı başlatılamazdı.
***
Topraklarımızda, işgalci İngilizlerin Yunanların, Fransızların, İtalyanların ve Ermenilerin bayrakları dalgalanırdı.
Mavi Vatan’da bir kale gibi duran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulamazdı.
Balkanlar başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarındaki soydaşlar anavatansız kalırdı.
Yabancı topraklardaki Türk’ün bekleneni olmazdı.
***
Cumhuriyet ilan edilmez.
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür evlatlar yetiştirme şansımız ortadan kalkardı.
Egemenlik, kayıtsız şartsız milletin değil, azınlıkta kaldığımız devletlerin liderlerinin iki dudağının arasında olurdu.
Hadi gelin çok iyimser yaklaşımla küçük de olsa özerk bir toprağımız olduğunu düşünelim; bugünkü Türkiye’ye mi, yoksa mazlum halkları sığınacak yer arayan Ortadoğu ve Afrika ülkelerine mi benzerdi?
***
Azınlık olmak ne demektir bilir misiniz?
Merak ediyorsanız Yunanistan’daki Bulgaristan’daki, Makedonya’daki, Romanya’daki soydaşların, Irak’taki Türkmenlerin haline bakın.
Hatta Batı Trakya Türkleri’nin bir ferdi olarak hatırlatayım sizlere…
Etnik kimlikleri inkar ediliyor.
Okulları, dernekleri kapatılıyor.
Dini özgürlükleri kısıtlanıyor.
Göçe zorlanıyorlar.
Demografik dengeler açısından riskli hale geldikleri düşünüldüğünde bir kalemde vatandaşlıktan atılıyorlar.
Soykırıma uğruyorlar.
Gerektiğinde nüfus kayıtları yakılıyor; Kerkük’te olduğu gibi…
Çeşitli bahanelerle toprakları ellerinden alınıyor.
İnsanlık dışı muamelelerin yapıldığı kamplarda toplandıkları, bebeklerinin kurşuna dizildiği bile oldu.
***
Gerçi, bütün bu yaşananlara rağmen, ay yıldızlı bayrağın altında başında fesi keyifle hayatını sürerken, ‘Keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı ne şeriat kaldırılırdı’ diyenleri de gördük.
Cennet vatanı bölmeye çalışanları da…
Ama bu insanlar tarih boyunca hep oldu.
Olacaklar da…
Yok farzedelim…
Hükümsüzdürler.
***
Gelelim bugüne…
Yine bir 10 Kasım.
Bir milletin yas günü…
Türkiye ve kalbi bu vatan için atan milyonlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 83. yılında saygı, özlem, minnet ve şükranla anıyor.
7’den 70’e insanlar akın akın Anıtkabir’e gidiyor.
Balkonlar, sosyal medya, gazeteler, televizyonlar, hatta yabancı yayın organları Atatürk fotoğrafları ile dolu.
Dünya lideri olmak işte böyle bir şey.
Ne mutlu ki, Allah bu millete böyle bir dehayı vermiş.
O da bizlere bu cennet vatanı…
***
Yatıp kalkıp Büyük Önder’e dua edelim.
Aydınlattığı yoldan ayrılmayalım.
Zira aksini yapınca neler olduğunu, 15 Temmuz hain darbe girişimi açık bir şekilde ortaya koydu.
***
Yazımın başlığına dönecek olursak…
Atatürk olmasaydı…
Belki bizler bir şekilde olurduk…
Ama…
Bu cennet vatan ve şanlı bayrağımız olmazdı.
Kıymetini bilelim…