Bugün bir hackerın sizin banka hesabınıza girmesi için tek yapması gereken doğru şifreyi bulmak ya da güvenlik açığınızı yakalamak. İstediği kadar uğraşsın, yeter ki zamanı olsun; sonunda her sistem açığa düşebilir.
Ama düşünün ki, öyle bir internet var ki, daha siz fark etmeden biri sizi dinlemeye çalıştığında sistemin kendisi değişiyor ve müdahaleyi yakalıyor. İşte kuantum internet tam da bunu vaat ediyor: mutlak güvenlik.

Bugün interneti güvenlik duvarlarıyla, şifrelerle, antivirüs yazılımlarıyla korumaya çalışıyoruz. Ama hepimiz biliyoruz ki hiçbir şifre sonsuza kadar güvenli değil. İşte tam da bu noktada kuantum internet devreye giriyor: kırılamayan iletişim.

Kuantum parçacıkları öyle bir özelliğe sahip ki, onları dinlemeye çalıştığınız anda değişiyorlar. Yani sistem, izinsiz müdahaleyi anında fark ediyor. Bu basit gibi görünen fizik yasası, gelecekte interneti bugünkünden milyon kat güvenli hale getirme potansiyeline sahip.

Ama mesele sadece güvenlik değil.

Kuantum internet, ordulardan bankalara, sağlık sistemlerinden yapay zekâya kadar her alanda devrim yaratacak. Bu teknolojiye sahip olan ülkeler yalnızca verilerini korumakla kalmayacak; aynı zamanda dünyanın iletişim trafiğinde de söz sahibi olacak.

Küresel yarış çoktan başladı

Çin, 2016’da uzaya gönderdiği Micius uydusuyla dünyanın ilk kuantum iletişim denemesini yaptı. ABD, milyarlarca dolarlık bütçelerle kendi kuantum ağ projelerine hız verdi. Avrupa Birliği ise “QCI – Quantum Communication Infrastructure” projesiyle kıtanın tamamını kapsayacak bir kuantum iletişim hattı kuruyor. Yani yarış sessiz ama son derece sert ilerliyor.

Türkiye nerede duruyor?

Biz hâlâ interneti daha hızlı ve daha ucuz hale getirmeyi tartışıyoruz. Oysa gelecek sadece hızda değil, güvenlikte ve bağımsızlıkta yatıyor. Kuantum internet Türkiye için bir lüks değil, bir zorunluluk. Çünkü verisini koruyamayan bir ülke, geleceğini başkasına teslim etmiş olur. Savunma sanayinde, bankacılıkta, kamu yönetiminde kullanılacak bu teknolojiye şimdiden yatırım yapmazsak, yarının dünyasında yerimiz olmaz.

Fırsat mı, yeni eşitsizlik mi?

Kuantum internet mutlak güvenlik vaadi sunarken aynı zamanda yeni eşitsizlikler doğurma riski de taşıyor. Bu teknolojiye erken sahip olan ülkeler, olmayanlara karşı büyük bir üstünlük elde edecek. Tıpkı internetin ilk yıllarında olduğu gibi.

Yarının rotası

İnternet, 20. yüzyılın sonunda dünyayı değiştirdi. Şimdi yeni bir sayfa açılıyor: Kuantum internet.
Bugün atılacak adımlar, yarının iletişim haritasını belirleyecek. Çin, ABD ve Avrupa çoktan yarışa girdi. Türkiye ise bu yeni çağın kenarından izleyen değil, merkezinde yer alan bir aktör olmalı.

Çünkü geleceğin savaşları artık meydanlarda değil, görünmez kuantum hatları üzerinde verilecek.