Eskiden Amerikan vatandaşlarının Türk Emniyeti tarafından yakalanıp hapse atılması hayal dahi edilemezdi. Ancak Brunson olayı ile yeni bir döneme girildiğini görüyoruz.
Brunson’ın PKK ve FETÖ terör örgütleriyle görüşmeler yapması medyamız tarafından yazıldı, çizildi. Ancak önemli olan arkadaki planları engellemek olduğu için uzun bir dönem Brunson’ın serbest kalmasına ket vuruldu.
Ankara’nın Brunson hakkında kararlı duruşu Amerika tarafından beklenmeyen bir tutumdu. Bu sayede Türkiye masa başında elini güçlendirmiş oldu.
Brunson’ın tahliye edilmeyeceği açıklamalarına karşılık Amerika’nın ekonomik saldırıları iki ülkenin birbirine karşı anlaşma öncesinde elini güçlendirmek için sahaya sürdükleri kozlarıydı.
Brunson üç yıl cezaya çarptırılarak ve yattığı süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı. Böylelikle Amerika’nın ilerideki muhtemel Brunson’ı gereksiz yere hapse attınız iftiralarının önüne geçilmiş oldu.
Brunson hakkında yapılan tartışmalarının birçoğu doğru zeminde yapılmıyor. Türkiye Brunson’ı bir şeyler kazanmadan salacak kadar küçük bir ülke değil. Münbiç’te Amerikan bayrakları dalgalanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Münbiç’e operasyon sinyali vermesi Türkiye’nin Münbiç karşılığında Brunson’ı serbest bıraktığı algısını oluşturuyor. Belki de hiç düşünmediğimiz birtakım kazanımlar için Brunson serbest bırakıldı…
Brunson tabii ki serbest kalacaktı. Zira Türkiye’nin Amerika’dan isteyeceği birçok talep varken bunları karşılamak için elindeki kozları teker teker sahaya sürmesi gerekiyor. Brunson tartışması aradan bir müddet zaman geçip Brunson’ın hangi şartlarla serbest kaldığı, Türkiye’nin ne gibi menfaat elde ettiğini öğrendikten sonraya bırakılmalı.
Brunson serbest bırakıldı ancak bu olayın Türkiye aleyhine kullanmak isteyen Amerika hâlâ geri durmuyor. Trump’ın Brunson’ın serbest kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ‘Yardımları için teşekkür ederim’ tweet’i ve Brunson’ın ailesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etmesi aslında güzel gibi gözüken ancak alttan alta Türkiye’nin aleyhine olan cümlelerdir. Zira bu teşekkürlerin altında Erdoğan talimat verince Brunson serbest kaldı, Türkiye’de yargı bağımsız değil mesajı yatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bunlara cevaben kararı Türk yargısı verdi, FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı birlikte mücadele edelim diyerek terörü desteklemekten vazgeçin mesajı vermiş oldu.
CEMAL KAŞIKÇI OLAYI
Cemal Kaşıkçı ise Amerika’nın hem Türkiye hem de Suudi Arabistan’ı köşeye sıkıştırmak için kullandığı bir olay.
Trump iki hafta önce Suudi Arabistan’a tüm dünyanın önünde ‘Bize para verin, biz olmazsak iki hafta bile varlığınızı sürdüremezsiniz’ diyerek tehditte bulunmuştu. Akabinde meydana gelen hadisede Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluğa giriş görüntüleri Amerika kökenli bir haber ajansı tarafından yayınlandı. Ayrıca Amerika eğer Suudi yönetimi buradan suçlu çıkarsa yaptırımı ağır olur açıklamasında bulundu.
Amerika isteseydi bu olayı dünya medyasından gizleyebilir ve Suudi Arabistan’ı bu işten rahatlıkla kurtarabilirdi. Ancak yapmadı. Olayın üzerine gitti. Şimdi de karşılığında daha büyük menfaatler bekliyor. Bu olayın Türkiye’de meydana gelmesini sağlayarak da Türkiye’yi köşeye sıkıştırıyor. Yani çift taraflı kazanıyor.
Türkiye olayın üzerine giderek bunun rahatlıkla üstesinden gelebilecek bir devlettir. Ancak hiç beklemediği olaylarla karşılaşması da rakibinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Cemal Kaşıkçı olayı henüz gizemini koruyor. Önümüzdeki günlerde ne gibi bilgilere ulaşılacağını bekleyip göreceğiz.