Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündemden düşmüyor. Seçimlerin zamanında yapılacağı her seferinde söylenmesine rağmen muhalefetin erken seçimi ısrarla gündemde tutmak istediğini ve başarılı olduğunu görüyoruz.

Erken seçim isteyen muhalefet henüz adaylarını belirleyebilmiş değil. Bunun iki nedeni var. Birincisi adaylarını erken söyleyip yıpratmak istemiyor. Nitekim İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kimsenin bilmediği bir isimdi ve aday olduğunda onunla ilgili bilgi olmadığı için yıpranmamış olarak seçime girmişti.

Ancak muhalefetin adayını açıklamamasının en önemli nedeni yıpratmaktan korkmaları değil. İsim üzerinde anlaşmaya varamamaları. Çünkü seçimi kazanacaklarına inançları arttığı için herkesin adaylık üzerinde hak iddia ettiğini görmeye başladık. Mücadele oldukça üst seviyeye ulaştı. Hatta öyle durumlar olabilir ki ismi cumhurbaşkanlığında geçen isimler bu olaylar sonucunda siyaset sahnesinden bile silinebilir.

Farz edelim Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı oldu ve seçimi kazandı. İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu arasında şu anda olan mücadele daha fazla olacak. Zira devleti yönetirken kimin politikaları daha etkili olacağı önemini artıracak. Kılıçdaroğlu mecliste hâkim olacak ve cumhurbaşkanı üzerinde etkisi olacak. Ayrıca cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir yıl sonra olacak yerel seçimlerde kimin istediği isimler CHP’nin adayları olacağı da tartışma konusu olacak. İmamoğlu cumhurbaşkanı olsa bile bir sonraki seçimlerde millet ittifakı başka bir adayla seçime girmek isteyebilir ve İmamoğlu zor durumda kalabilir. Bu yüzden İmamoğlu bu tartışmalarla uğraşmak istemeyecek ve CHP il başkanlarıyla toplantılar yapmaya başlayacak. CHP kurultayına gidilmesini ve kendisinin genel başkan olmasını talep edecek. Gücü elinde tutarak milletvekillerini, belediye başkanlarını da belirlemek ve gücünü korumak isteyecek. CHP’li delegeler de bir elinde havuç bir elinde sopa olan cumhurbaşkanına direnemeyecek ve kurultayda onu genel başkan seçecek. Yani Kılıçdaroğlu siyaset sahnesinden tasviye olacak.

Peki Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olursa ne olacak… Şu anda ısrarla belediye başkanları cumhurbaşkanı adayı olmasın diye açıklamalar yapmasına rağmen kendisini dinlemeyen belediye başkanlarını bir sonraki seçimde başkan adayı olarak göstermeyecek. Parti aday göstermezse de İmamoğlu siyaset sahnesine veda etmek zorunda kalacak.

Yani ismi cumhurbaşkanlığında geçen isimler eğer aday olamazsa siyasi kariyeri bitme noktasına gelecek. O yüzden cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak çok önemli. Bu isimler öyle bir noktaya gelebilir ki aday olmazlarsa gizliden gizliye cumhur ittifakını bile destekleyebilir. Nitekim Muharrem İnce cumhurbaşkanı olunca bunu yapmışlardı.

Meral Akşener İmamoğlu’nu destekliyor. İmamoğlu’nu Fatih Sultan Mehmet’le bile kıyaslayacak kadar ileri gitmişti. Peki neden İmamoğlu’nu destekliyor? Çünkü seçimi kazansa da kazanmasa da Meral Akşener’e herhangi bir zararı olmayacak. CHP içindeki mücadele Kılıçdaroğlu’nu bağlayacak.

Bunu gören Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Mansur Yavaş’ı destekliyor. Mansur Yavaş da kazandığı takdirde İYİ Parti genel başkanı olabilir.

Yani erken seçim isteyen millet ittifakının aşması gereken çok önemli meselesi var. Bunu aşamadıkları takdirde seçime çok yıpranmış olarak girecekler.

Muhalefet eğer ekonomist ya da bürokrat birisini cumhurbaşkanı yapalım kavga çıkmasın derse Özal örneği akıllara gelecek. Özal çok iyi bir ekonomist ve aynı zamanda devlet planlama teşkilatı müsteşarı ve başbakanlık müsteşarıydı. Ancak ilerleyen süreçte parti kurup tüm partileri geride bırakarak girdiği tüm seçimleri kazanarak başbakan ve cumhurbaşkanı oldu. Bakalım muhalefet çok bilinmeyenli bu denklemi yönetmeyi başarabilecek mi?