Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Ekonomik gidişat

Köşe Yazısını Dinle

2023 seçimlerinde kötü ekonomik gidişata rağmen Ak Parti ve lideri tekrardan milletimizden güven oyu almayı başardı. Ancak AK Parti’ye oy veren vatandaşlarımız da ekonomik gidişattan oldukça rahatsız.

Seçimlerden önce düşük faizi savunan seçmen, seçimlerden sonra faizlerin yükseltilmesinden sonra şaşkınlık yaşadı. ‘Düşük faiz politikası yanlış mıydı da şimdi faizleri yükseltiyoruz’ soruları zihnini bulandırdı.

Benzine gelen %100 zam, doların %50 oranında değer kazanması, ötv ve birçok vergiye gelen zamlar vatandaşın canını sıkıyor.

Milletimiz bugün yine seçim olsa PKK ve FETÖ’nün seçime bu denli tarafgir olarak müdahale etmesi sonucu aynı tercihini gösterir. Ekonomiden daha değerli hususlar var. Ancak vatandaşla sohbet ettiğinizde ekonomik olarak ciddi bir sorun yaşandığını net olarak görebilirsiniz.

Olay sadece gelir seviyesinin düşmesi ve ekonomik şartların ağırlaşması değil.

Mesele bir tarafta tek bir al sat ile milyonları cebe indirenler varken diğer taraftan sabahtan akşama kadar çalışmasına rağmen zor yaşayan insanların var olması. Alt ile üst arasındaki farkın gün geçtikçe açılıyor olması.

Eskiden emekli ikramiyesi ile ev sahibi olunabilirken şimdi ikinci el araba bile alınamaması.

Ekonomik göstergelerde yüzbinlerce ev araba alınıp satılıyor olsa bile sıfırdan ev ve araba sahibi olan insan sayısının reelde çok azalması can sıkıcı. İnsanlar kar edebilmek için ev alıp satıyor. Bunun sonucunda yüzbinlerce ev satılmış gibi gözüküyor ancak herkes galerici ve emlakçı gibi kar edebilmek için bunları yapıyor. İhtiyaç sahipleri istedikleri ev ve arabaya ulaşamıyor.

Bursa’nın Nilüfer bölgesinde kiralar 20 bin liralara oturdu neredeyse. Bir öğretmen, hemşire ya da memurun oralarda ev sahibi olmayı bırakın kiracı olarak kalabilmesi bile çok zor artık.

Hayata yeni atılan gençlerin araba sahibi olabilmeleri için epey bir uğraşmaları gerekiyor.

Bu saydığım maddeler lüks tüketim değil. Ortalama bir insanın normal standartta yaşayabilmesi için elzem giderler.

Ayrıca kredi kullanmamak gibi dini bir hassasiyetiniz varsa ekonomik koşullar sizin için çok daha zor oluyor. Katılım bankaları bir şekilde faizsiz kâr payı verdiğini iddia ediyor. Buralara güvenen ve buradan kredi kullanan çok sayıda insan var ancak katılım bankası da olsa krediye yanaşmayan insanların mal sahibi olması neredeyse imkânsız hale geldi.

Kredi musluklarının kapatılmasıyla birlikte ev ve arabayı kâr amaçlı alıp satan insanların sayısı bir hayli azaldı. Bunu güzel bir gelişme olarak görüyorum. Yeni ekonomi politikasının sonuçlarını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Şu anda yaşadığımız ise önceki dönemin sonuçları.

Ülke ekonomisi büyüyor ancak önemli olan ülke ekonomisinin büyürken vatandaşın refahının da aynı oranda artıyor olması.

Amerika dünyanın en zengin ve gelişmiş ülkesi ancak Amerika’da beş yüz bin kişi evsiz olarak yaşıyor. Alt ve üst gelir arasındaki makasın en açık olduğu ülkelerin başında geliyor. Bizim rol modelimiz Amerika gibi büyümek olamaz. Bizim hassasiyetlerimiz ve dünyaya bakışımız Amerika gibi maddeci değil.

İşçi sınıfı dediğimiz insanlar AK Parti döneminde büyüdü ancak onun bir üstündeki memur sınıfı zorda kaldı. Kamudaki işçilerle memurların kazancı neredeyse eşitlendi. Dört yıllık fakülte bitirip KPSS ile işe giren birisi ile ilk okul mezunu birisi kamuda neredeyse aynı parayı alıyor.

Özel hastanelerde hemşireler asgari ücrete yakın bir para kazanırken herhangi bir fabrikadaki işçiler daha çok para kazanıyor.

Okuyan kesim ile işçi kesimi eşitlendi. Parası olan kesim ise parayı katlayarak artırdı bu süreçte. Sonuçta orta kesim diye bir kesim maalesef alt kesim olarak hayatına devam etmeye başladı.

Seçimlerden sonraki iki üç yıllık süreçte ekonominin kötüye gideceği ve sonraki yıllarda inanılmaz bir hızla yükseleceğini düşünüyorum. Ekonomi iyi de gitse kötü de gitse zengin ile fakir arasındaki fark açılmamalı ve insanların kendi tahsili ve birikimi ölçüsünde kazanç elde etmesini sağlamak gerekiyor.

Nitekim şu anda gençlerin çoğu bu yazdığım nedenlerden dolayı üniversite okumak istemiyor. Eğitime yönelik inancı azalıyor.

Yani olay sadece ekonominin kötü gitmesi değil toplumdaki ekonomik durumda adaletin sağlanabiliyor olması. Zenginleşirken herkesin gücü ölçüsünde zenginleşirken, fakirleşirken de herkesin gücü ölçüsünde fakirleşebiliyor olması.

Adaleti sağladığınız müddetçe insanlar huzurlu olacaktır. Aksi takdirde beklenmeyen tepkilerin önü açılacaktır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X