Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Enflasyondan kim etkileniyor?

Köşe Yazısını Dinle

TÜİK’e göre %70’in üzerinde bir enflasyonla karşı karşıyayız. Bazı özel kuruluşlar bu oranın daha yüksek olduğunu iddia ediyor. Peki Türkiye’de enflasyon sizce kaç?

Enflasyon, yüzlerce ürüne gelen zammın matematiksel bir istatistik ortalaması alınarak hesaplanıyor. Yani tüm Türkiye için bir standart sağlanmaya çalışılıyor. Ancak 80 milyon insanın ihtiyaçları ve günlük giderleri birbirinden farklı olduğu için standardın sağlanması neredeyse imkânsız.

Mesela işe yürüyerek gidip gelen birisi için benzine gelen zam ulaşım maliyetini fazla artırmaz. Onun için enflasyon sıfıra yakındır. Otobüsle gidip gelen için her ilde farklıdır ancak ortalama olarak %50 ile %100 arasındadır. Arabayla gidip gelen birisi için son bir yılda üç kattan fazla benzinde artış olduğu için %300 denilebilir.

Kendi evinde oturan ve ev alma gayesi hissetmeyen bir emekli çift için ev ve kira fiyatlarına gelen zammın hiçbir önemi yoktur. Ancak bu yıl evlenecek ya da taşınacaksanız kira fiyatlarına gelen %100’ün üzerinde zam sizi oldukça etkiler.

Bebeği olmayan birisi için bebek ürünlerine gelen enflasyon yüzde bir milyon olsa bile önemsizdir. Ancak 3 çocuğu olan ve çocukları özel okula gönderen bir birey için özel okula gelen zamlar can yakabilir.

Kısaca herbirimizin günlük harcamaları farklı. Bu yüzden hepimizin hissettiği enflasyon da farklı. Kimisi tavuk dönere gelen zam üzerinden enflasyonu yorumlarken kimisi üretim maliyetleri üzerinden yorumlayabilir. O yüzden enflasyon üzerinde hiçbir zaman sabit bir değerde ittifak etmek mümkün olmaz.

Ancak kırklı yaşların üzerinde, biraz mal varlığı olan kişiler için enflasyon daha az yıpratıcı olabilir. Zira evinden kira geliri olan birisi, artan maliyetini var olan kira gelirini artırarak ile biraz dengeleyebilir.

Birkaç adet evi olan birisi herhangi bir evini satıp üstüne biraz para koyup iki trilyon değerinde bir ev alsa bir yıl içerisinde aynı oranda enflasyon devam edecek olursa aldığı evi üç trilyona satıp bir trilyona yakın bir kar etme durumu olabilir. İki trilyona tekrar bir yerden ev alıp elde ettiği kârı da altın olarak saklarsa iki çocuğunun 12 yıllık özel okul masrafını karşılamış olabilir.

Enflasyon olduğu yerde herkes fakirleşir. Mal varlığı olanlar üzerine koymakta zorlanır, ancak mevcut durumunu koruyabilir. Ancak esas olarak 30 yaş altı, malvarlığı olmayan gençler bu durumdan çok daha fazla etkilenir. Mevcut birikimi olmadığı için ev ya da araba almak istedikleri zaman bunu gerçekleştiremez.

Ayrıca eskiden krizlerde borçlu olanlar zararla çıkar ve batarlardır. Mevcut ekonomik sistemde Türk Lirası ile borçlananlar oldukça zenginleşti. Çünkü aldıkları ev ya da arabalar çok ciddi değer kazandı. Aldıkları ürünü satıp krediyi kapattıkları halde ellerinde ciddi bir birikim kalmış oldu.

Eskiden kenara para atarak yatırım yapılabilirdi. Bir memur emekli ikramiyesi ile ev ya da araba alabilirdi ancak şimdi maalesef bu mümkün değil.

Kredi çekmeden bir şeyler elde etmek çok zor. Dini hassasiyeti olan insanlar kredi çekmiyor. Katılım bankaları bu yönden bir avantaj gibi gözükse de kafalardaki soru işaretlerini %100 gideremiyor.

Yani mevcut durumdan en az etkilenenler Türk Lirası ile borçlanan, kredi çeken ve mal varlığı ile alım satım yapabilme imkânı olan kesim oldu. En fazla etkilenen ise mal varlığı olmayan ve Türk Lirası ile borçlanmayan ve kredi çekmeyen gençler oldu.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X