Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Gözaltı kararları

Son birkaç yıldır tarihi gelişmelere tanıklık ediyoruz. Yaşadığımız her gelişmeyle beraber ciddi birer sınav veriyoruz. Her geçen gün daha büyük olaylarla karşılaşıyor daha büyük sınavlar veriyoruz.

7 Haziran seçimlerinin öncesinde birtakım odaklar tarafından desteklenen HDP, tarihi bir başarı elde ederek yüzde %10’luk barajı aşmayı başarmıştı. HDP dışındaki bütün seçmenler tarafından üzüntü ile karşılanan bu durum Türkiye tarihinin kırılma anlarından birisini oluşturuyordu.

Çünkü HDP’yi sevmeyen, onu PKK’nın uzantısı olarak gören büyük bir kesim vardı. Bu kesim Meclis’te PKK istemiyoruz diyerek HDP’ye karşı birtakım girişimlerde bulunabilir ve ülkede olası bir iç savaşın çıkmasına neden olabilirdi.

Bunun yanında yüzde 10’luk seçim barajını aşarak Meclis’te güçlü biçimde temsil hakkı elde eden HDP idarecileri de rövanşist bir anlayışla karşı tarafı kışkırtacak açıklamalarda bulunabilirdi. Yani iki tarafı keskin bıçak olan bir ortamda demokrasi işletilmeye çalışıldı.

Böylesi riskli bir ortamda HDP’nin ülkenin geri kalanına yönelik kabul edilemez onlarca eylemi sistematik olarak gündeme getirildi. ‘Sırtımızı YPG’ye yaslıyoruz, PKK sizi tükürüğüyle boğar, (koruyuculara yönelik) bize çevirdiğiniz o silahları size çevirmesini çok iyi biliriz, teröristin cenazesine gitmeyen HDP’li vekil hakkında işlem başlatırım’ gibi keskin cümleler HDP’nin biraz güç bulunca ne denli çirkinleşebileceğini gösteriyordu. FETÖ’nün yargı ve askeriyede çok güçlenmesi bu insanların ne kadar aşağılık ve sinsi olabileceğini gösterdiği gibi HDP’nin de 7 Haziran seçimlerinden sonra güç zehirlenmesine kapılması bu partinin de ne denli bölücü ve kindar olabileceğini gösteriyordu.

Bütün bu gelişmelere rağmen HDP’nin terör örgütünün uzantısı olduğuna inanan geniş kesim hiçbir tatsız olaya imza atmamış ve rahatsızlık duydukları onlarca olaya rağmen demokrasiden asla ödün vermemiştir. Yani bu süreç boyunca HDP çok kötü bir sınav verirken, HDP’yi bir uzantı olarak gören geniş kesim oldukça başarılı bir sınav vermiştir.

HDP’nin 80 milletvekili ile göreve gelmesinden sonra artan terör olayları artık bu milletin sabrını taşıran son nokta oldu. Devlet de milletinden aldığı güçle teröre ve uzantılarına karşı cesur bir mücadele dönemi başlattı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün terör örgütleriyle mücadele edebilecek kadar güçlü bir devlettir. Bunun yanında doğru mücadele stratejileri belirleyecek kadar da akıllı bir devlettir. HDP’li yöneticilerin hukukun karşısına çıkarılmasının artık zaruri bir ihtiyaç olduğunu devlet idarecilerimiz çok iyi görmüştü. Ancak bunun hemen yapılması belirli yan etkileri beraberinde getirebilirdi. Hem bölücü söylemlerde bulunan insanların hesap vermesi hem de bunun yan etkilerinin bertaraf edilmesini barındıran planlamalar yapıldı.

İlk etapta polislere karşı gösteri yapan, araçları yağmalayan, dükkânları molotof ile yakmaya çalışan teröristlerin gücü kırıldı. Şehir merkezlerindeki usulsüz yapılanmalara son verildi. Terör örgütünün bütün şehir uzantılarına balyoz vuruldu. Geniş katılımlı eylemler yapılarak ülkede iç savaş görüntüsü verilecek tüm potansiyel girişimler bertaraf edildi.

Daha sonra bu insanların propaganda yapacak ortamları ellerinden alındı. Fısıltı gazetesi ile söylenen yalanlara artık bir son verildi. Devlet kendi içindeki teröristleri de temizleyerek terör örgütüne propaganda için kullanacak malzeme vermedi.

En sonunda da televizyon ekranları karşısında özerklik istediğini, bu ülkeyi bölmeyi arzuladığını söyleyen insanların hukuk karşısına çıkarılmasına olanak sağlandı. Sokak aralarında PKK’ya militan toplayan insanların terör propagandası yapmaktan yargılanmasına rağmen bu işi televizyon ekranlarından yapanlara hesap sorulmaması büyük bir tezat oluşturuyordu. Bu da yargıya olan güveni zedeliyordu.

Görevi, mesleği, rütbesi ne olursa olsun, bu milletin kuyusunu kazmaya çalışan kişilerden bu millet hesap sorar. HDP’li idarecilerin hukukun karşısına çıkarılması demokrasiye olan güveni azaltmaz bilakis hukuka ve demokrasiye olan güveni artırır. Yedisinden yetmişine kadar herkes anlamış olur ki ‘kanun önünde herkes eşittir.’

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X