Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Muharrem İnce bilmecesi

Köşe Yazısını Dinle

2023 seçimlerine kısa bir süre kalmışken Muharrem İnce’nin tavrı en önemli gündem haline geldi.

7 Haziran 2015 seçimlerinde en merak edilen husus HDP’nin seçimlere parti olarak katılma kararı sonrası barajı aşıp aşmayacağı olmuştu. Barajın altında kalırsa AK Parti mecliste anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğa ulaşmış oluyordu. Ancak barajı geçerse Ak Parti tek başına hükümeti kuramıyordu.

Basın devamlı olarak HDP ve Selahattin Demirbaş ile ilgilendi. Sürekli gündemde kalmasının ve CHP’nin her evden bir oy HDP’ye kampanyasının etkisiyle HDP barajı aşmış ve 80 milletvekili ile meclise girmişti.

Eskiden HDP’ye uygulanan tarife bugün Muharrem İnce ve Memleket Partisi’ne uygulanıyor. Muharrem İnce’nin yüzde kaç oy alacağı konuşuluyor. Barajı aşıp aşamayacağı tahmin edilmeye çalışılıyor. Söylediği sözler basında geniş yer buluyor.

Eğer böyle devam ederse Muharrem İnce’nin partisi hiçbir ittifaka dahil olmadan barajı aşıp güçlü bir kadro ile mecliste temsil gücüne ulaşabilir. Hatta HDP ve İyi Parti’ye geçerek meclisteki en güçlü üçüncü parti konumuna yükselebilir.

Bugün ağır dille eleştirilen Muharrem İnce’ye yarın kendi saflarında yer tutması için ağız dolusu güzellemeler yapıldığına şahitlik edebiliriz.

Muharrem İnce’nin CHP’den ayrışan yönleri var. FETÖ konusunda sert söylemlerinin olması, Azerbeycan’a verilen desteğin arkasında olduğunu beyan etmesi, Suriye, Irak ve Libya tezkerelerinin vatan meselesi olduğunu söylemesi CHP’yle taban tabana zıt özelliklerinden birkaçı. Zira Kılıçdaroğlu KHK ile ihraç edilenleri tekrar göreve iade edeceğini açıklamış ve HDP’nin PKK’yı terör örgütü olarak görmemesine ses çıkarmamış ve tezkerelere hayır oyu kullanmıştı.

Deniz Baykal döneminde CHP yönetimi dış devletlere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve idarecileri korumaya almaya çalışırdı. O dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ‘one minute’ çıkışını gerçekleştirdiğinde Deniz Baykal ‘Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na, kabul edilmesi mümkün olmayan bir üslupla doğrudan hedef alarak, parmakla hedef göstererek, yüksek sesle ithamlar yöneltilmiştir.’ Diyerek desteğini belli etmişti.

Kılıçdaroğlu dönemiyle birlikte dış politikada iktidar ve muhalefetin tek ses olmasına uzak kaldık. Şimdi Muharrem İnce bunu uygulayınca ‘sarayın adamı, kontrollü muhalefet yapıyor’ diyorlar. Halbuki olay ne saray adamlığı ve kontrollü muhalefet.

Bazı konular siyaset üstü olmalı. Terörle mücadele ilk sırada sayabileceğimiz madde.

FETÖ ve PKK konusunda siyaset yapılamaz. Öcalan’a özgürlük isteyenlerden oy almak için söylemler masumlaştırılamaz.

Eğer muhalefet milli konularda siyaset yapmayıp eleştirilerini diğer konulara kanalize etmiş olsaydı bugün HDP desteğine ihtiyaç duymadan seçime girebilecek bir özgüvene sahip olacaktı.

Muhalif seçmen yıllardır ‘Kılıçdaroğlu aday olma’ diyerek temennilerini dile getirdi. Geldiğimiz durumda Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan kim varsa ağır eleştirilere maruz kaldı.

Meral Akşener kötü kadın oldu, Muharrem İnce bölücü adam…

Kimse de çıkıp ‘Kılıçdaroğlu neden bu kadar diretiyor?’ demedi. Hata hep başka yerde arandı.

Seçmenin siyasi partileri yönlendirme gücü vardır. Siyasi partilerin de seçmeni yönlendirme gücü… Maalesef muhalefet seçmeni adaylık sürecinde doğru yerde konumlanmadı. Kılıçdaroğlu ve ekibinin hedef gösterdiği kim varsa tüm gücüyle onlara saldırdı.

Kılıçdaroğlu’nun bazı temel değerler üzerinden siyaset yapması ve adaylık sürecinde karşısında duran herkesi havuç ya da sopayla kendi hizasına çekmesi seçimlerde büyük bir hayal kırıklığı olarak karşılarına çıkabilir. Seçim kaybedildiğinde de oy çaldılar, hile yaptılar demek yerine bugün yaşanan gelişmeleri incelemeleri gerekebilir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X