İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine ahmak demesi nedeniyle birinci derece mahkeme tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve siyasi yasak talebi siyasetin gündemine oturdu.

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi siyasi yasağa maruz kalması sonucu cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesi ve seçimi kazanması ümit ediliyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü bir lider olduğu için onun yaşadığı olayları yaşayanların aynı başarıya ulaşacağına yönelik bir inanç var.

Ancak olaylardan daha çok ortaya çıkan duygu önemlidir. Erdoğan İBB başkanıyken mahkemeye çıkması ve hapse girmesi sonucu kitlelerde büyük bir hüzün vardı. Erdoğan’ın siyasi ömrü bittiği konuşuluyordu. Hal böyleyken Erdoğan kitleleri ümitlendirmek ve güçlü kılmak adına ‘bu şarkı burada bitmez’ diyerek mücadeleye devam etti.

İmamoğlu olayında ise böyle olmadı. İmamoğlu, Akşener ve birçok siyasi destekçisi belediye makam odasında oturmuş ve kararı bekliyorlardı. Karar açıklanınca Akşener ve İmamoğlu çak yapıp gülerek sarıldılar.

Erdoğan cezaya çarptırılınca kitlesi üzgündü. İmamoğlu cezaya çarptırılınca kitlesi sevinç içerisindeydi. Sanki aranan bir fırsat ayağa gelmiş duygusu oluştu. Üzülen Ak Parti seçmeniydi.

Erdoğan’ın hapse girmesi ile bir olay benzetilecekse İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi benzetilebilir. Zira iptal edildiği gün CHP seçmeni üzgün, umutsuz ve hayal kırıklığı içerisindeydi. Erdoğan seçimi iptal ettiyse bir yolunu bulup ikinci seçimi kazanır havası hakimdi. İnsanlar seçimi boykot etmeyi düşünüyordu. O zaman İmamoğlu sahneye çıkıp ceketini çıkarıp kitleye ümit verdi. Sevenleri heyecan içerisinde çalıştı ve büyük bir farkla seçimi kazandı.

Erdoğan’a siyasi yasak geldiğinde oluşan kötü atmosfer liderin mücadelesi ve büyük bir halk desteği ile oldu. Yenilenen İstanbul seçimleri de aynı havada gerçekleşti. Belki aynı olay değil ancak oluşan hissiyat olarak bu olayları benzetebiliriz.

Bugün İmamoğlu’na gelen siyasi yasağın siyaseten İmamoğlu’na artı puan kazandırdığını düşünen kitlesi hiç olmadığı kadar mutlu. İmamoğlu ve ekibi de büyük bir heyecan içerisinde. Yani yaşanan iki olay görünürde benzer olabilir ancak muhteviyat olarak ciddi farkları var.

AKŞENER-İMAMOĞLU BLOĞU

Meral Akşener İmamoğlu ya da Yavaş’ın aday olmasını istiyor. Kılıçdaroğlu ise CHP içerisinden birisi aday olacaksa o ismin kendisi olmasını istiyor.

Eğer Kılıçdaroğlu aday olursa CHP’nin oyu artar, İmamoğlu ya da Yavaş olursa İyi Parti’nin oyu artar. Oy oranlarına göre de masadaki hakimiyetleri değişir.

İmamoğlu ya da Yavaş aday olur ancak seçimi kazanamazsa bunun sorumlusu Akşener olmaz. Ancak Kılıçdaroğlu kazanamazsa Akşener’e yönelik baskı artabilir.

Meral Akşener kendi aday olur kazanamazsa liderliği sorgulanır ve siyasete veda etmek zorunda kalabilir.

İmamoğlu aday olur ve kazanırsa CHP genel başkanı olmak isteyebilir. Kılıçdaroğlu bu yüzden tedirgin ancak bu durumda bile Akşener’i etkileyen kötü bir senaryo yok. CHP içerisindeki kavga diyerek kendini olaylar dışına atabilir.

Tüm bu nedenlerden dolayı Akşener İmamoğlu ya da Yavaş’ı istiyor. Siyasi yasak olayını da bir fırsat olarak görüyor. Kılıçdaroğlu da bunların farkında. Masanın üstünde gülücükler saçılırken altında çelme takılıp kıran kırana mücadele yaşanıyor.

Kılıçdaroğlu deve dişi gibi nice siyasetçileri partiden uzaklaştırdı ve etkisiz hale getirdi. CHP siyasetini çok iyi biliyor. Bakalım sürecin sonunda neler olacak?