Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Olmadı

Dünya varoluşunun gereğini yerine getiriyor. Her şey yeniden oluşuyor, tezatlar tekrardan birbirinin yerine geçmeye başlıyor. Döngüler hızlanıyor, kimileri kazanıyor kimileriyse kaybediyor.

Dünyada var olan her şeyin tezadı da vardır. İyinin de tezadı vardır, güzelin de. Doğrunun da tezadı vardır, güçlünün de… Bunlar sürekli mücadele halindedir. Zira bu mücadele mevsimler gibidir. Sıcağın ve soğuğun birbiri üzerine tahakküm kurduğu zamanlar olduğu gibi kötünün ve iyinin de birbiri üzerine tahakküm kurduğu zamanlar vardır. Bu döngü ezelden ebede kadar gidecek bir döngüdür. Önemli olan hangi tarafın kazandığı değildir; bu döngülerde kimin hangi tarafta yer aldığıdır. Şu an da dünya üzerindeki bir mevsim geçişine tanıklık ediyoruz. Güçlülerin kaybettiği, mazlumların güçlendiği bir döneme giriyoruz.

Devletlerden güçlü aileler vardır. Dünyadaki bütün paraları yöneten, devletlerin zenginleşip fakirleşmesini kontrol eden, uluslararası kuruluşlara yön veren aileler vardır. Bu aileler bünyelerinde paralar ile her şeyi kontrol etmeyi başarırlar. Medya kurarlar algıyı kontrol ederler. Şirket kurarlar, iş dünyasını kontrol ederler. İnsan yetiştirirler bürokrasiyi kontrol ederler. Yani devletin bütün gücünü bizzat kendileri kontrol ederler. İşbaşına gelen lider ise sadece bu ailelere tabi olmak zorunda kalırlar.

Kökenleri Amerika’da olan bu aileler Amerika’yı ve bütün dünyayı istedikleri gibi parmaklarında oynatırlar. İşte bizim Amerika’nın sistemi var, devlet politikası var dediğimiz şey tamamen bir yalandır. Amerika’nın sistemi yoktur. Amerika’nın güçlü aileleri vardır. Bu aileler devletin yerine geçmiştir. Devlet geleneği aslında aile geleneğidir. Başa gelen her başkan bu ailelere tabi olur, denileni yapar. Biz de dışarıdan hayranlıkla Amerikan devlet politikalarının sistematik olmasını överiz. Kendimizi eleştiririz.

Bizde ise bu ailelerin uzantıları vardır. İş dünyasını, ekonomiyi, siyaseti, toplumsal algıyı yönetmek isteyen minik aileler vardır. Bu aileler aslında dışardan emir alırlar. Ağabeylerinin yaptıklarını yapmaya çalışır, onlar tarafından eğitim alırlar. Ülkedeki genel şablonu belirlemeye çalışırlar. Çoğu zaman da başarılı olurlar. Bu sistem uzun yıllar boyunca böyle gitti. Ancak bundan sonra böyle gitmeyecek!

Zira dünya, yazının başlangıcında dediğim gibi yeni bir mevsim geçişine girmeye başladı. Kış artık yaza dönmeye başladı. Bu Allah’ın koyduğu bir kuraldır. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Türkiye’de başlayan bu değişim bütün dünyayı etkisi altına almaya başlayacak.

Amerika geçtiğimiz günlerde kendi başkanını seçmek için sandık başına gitti. Hillary’nin seçilmesi biraz önce bahsettiğim bütün ailelerin en büyük arzusuydu. Zira yapılan planlar artık meyvesini vermeye başlamıştı. Ortadoğu’da yalandan bir devlet kurulmuş, ona karşı mücadele edecek PYD de meşrulaştırılmıştı. Türkiye her taraftan sıkıştırılmış, Rusya tam anlamıyla bir kriz ile karşı karşıya kalmış, Avrupa’nın maruz bırakıldığı göçmen krizi Birliği tehdit eder boyuta gelmişti. Yani bütün planlar meyvesinin verecek noktaya ulaşmıştı.

Ancak planlar gerçekleşmedi. Amerika’nın seçimleri istenildiği gibi gitmedi. Hiçbir sermaye grubunun desteklemediği Trump Amerikan Başkanı seçildi. Trump Amerika içerisindeki güçlü ailelere karşı mücadele edeceğini seçim süreci boyunca ağzından hiç düşürmemişti. Artık seçimlerin sonuçlanması ile birlikte yeni Amerika düzeni kendini göstermeye başlayacaktı. Ancak bu hiç kolay değildi. Trump’ın elini zayıflatmak ve sisteme tabi olmasını sağlamak için Amerika’da toplumsal ayaklanma eylemleri kendini gösterdi. Gezi benzeri eylemler yapıldı. Yangınlar çıkartıldı, bayraklar yakıldı. Devlet olayları bastırmakta yetersiz kaldı. Çünkü bu eylemler Trump ile Amerika aileleri arasında yapılacak savaşın ilk etabıydı. ‘Bize dokunursan sonuçlarına katlanırsın’ mesajının en açık göstergesiydi.

Trump’ın iyi bir insan olduğunu ya da Müslüman sevdalısı birisi olduğunu söylemiyorum. Ancak Ortadoğu’yu kan gölü haline getiren insanlarla mücadele etmek istediğini söylüyorum.

Trump kazanır mı, kaybeder mi bilemem. Bu ailelerle mücadele eder mi, yoksa boyunduruk altına girer mi bunu zaman gösterecek. Belki değişen hiçbir şey olmayacak ancak bu seçim bir şeyin göstergesi oldu:

‘Dünyaya yön veren aileler eskisi gibi istediğini gönderip istediğini getirecek kadar güçlü değiller.’ 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X