Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Psikolojimiz bozuldu

Köşe Yazısını Dinle

Toplumda artan şiddet eylemleri ve öngörülmeyen olayların arttığına şahitlik ediyoruz.

Basit olaylar karşısında abartılı tepkilerin verilmesi artık bizi şaşırtmıyor.

Bireysellik ve bencillik de hat safada. Herkes herkese gününü gösterme, haddini bildirmek ve hizaya sokmak peşinde.

Daha dün Gaziantep’te ateş geçiren kıza damar yolu bulunamadığı için doktoru öldüresiye dövüp yoğun bakımlık yapan sözde kabadayıların haberini okuduk.

Eşlerin basit konular yüzünden birbirini öldürdüğü  ve birisinin mezara diğerinin hapse gittiği ve çocukların annesiz ve babasız olarak ortada kaldığı üzücü olaylara şahitlik etmeye başladık.

Gençlerin evlenmediği, evlenenlerin ise boşandıklarını görmeye başladık. Mutlu evliliklerin bile çocuk sahibi olmak istememelerini çoktan kabullendik.

Geçmişte anormal olarak kabul edilen olayların çoğu bugün vakayi adliye.

Toplumdaki ahlaki çürüme uzun süredir değinmeye çalıştığım bir konuydu. Ahlaki olarak zayıflamamız ve maddi nedenlere ağırlık veren bir haleti ruhiyeye ulaşmamız bizim en temel eksikliğimiz.

Eskiden ekonomik refah iyiyken bu durum fazla göze çarpmıyordu çünkü insanların keyfi yerindeydi. Bugün ekonomik olarak zorlanan insanların ahlaki olarak da çökmesi ile birlikte tutunacakları dalları kalmadı.

Psikolojisi bozulan insanların da abartılı tepki vermesi ve birbirine sert yaptırımlar uygulaması doğal bir sonuç olarak karşımıza geldi.

Eğer ahlaki çürümeyi durdurmayı başarmış olsaydık bunun 10 katı kadar daha kötü ekonomik koşullarda bile bu kadar üzücü durumlara şahitlik etmezdik.

Bencilliğin normal olarak kabul edilmesi ve para için her şeyin mübah sayılması, ekonomideki gerilemeye karşı direncimizi düşürdü.

Düşük kira nedeniyle kiracısını zorla evi terk ettiren ancak kiracının ev bulamayıp sokakta kaldığı haberlerini izlemeye başladık. Birçok insana sorsak “ev sahibi haklı” minvalinde cevaplar duyabiliriz.

Kısaca hem maddiyat hem de maneviyat olarak geriye gittiğimiz bir dönemdeyiz. Kahramanmaraş Pazarcık depremi sonrasında kısa bir süre “her şey boş” dedik ancak normal hayatımıza dönmemiz çok kısa sürdü.

Siyaset de maalesef su anda toplumun dertlerine odaklanmak yerine farklı gündemlere kanalize olmuş durumda. AK Parti de CHP de Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu arasındaki iktidar mücadelesine odaklanmış durumda.

Özellikle muhalefet seçmeni çok karamsar. Kılıçdaroğlu’nun istifa etmemekteki direnci geleceğe yönelik umutlarını fena halde hırpaladı. AK Parti’ye oy veren seçmen de seçimlerden önce düşük faizi savundu her yerde. Bugün faizler yükseldi ve sürekli vergi yükü gelmeye başladı.

Toplumda kimse İstanbul dahil belediye seçimlerini umursamıyor. Ancak siyaset yerel seçimlere çoktan odaklanmış durumda.

“İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” dendiği için yerel seçimler önemliydi. Bu seçim yerel seçimler eski ilgi ve heyecan olmayacak. Toplumun çoğu “AK Parti yönetse nolur, muhalefet yönetse nolur” şeklinde bir tavır takınacak.

Belediye ile doğrudan ilişkisi olan ve oralarda çalışıp ihale alanlar dışındaki toplumun geniş kesimi için bunu söylüyorum. Eskiden İstanbul seçimleri tüm Türkiye’nin ortak ve tek gündemi haline dönüşmüştü.

Bu durumda bizim yapmamız gereken ahlaki zaaflarımızı artıran olayları terk etmek ve erdemli insan olmamıza neden olacak tüm etmenlere sıkı sıkıya bağlanmak olmalıdır. Maddi gücü yükseltmek bizim elimizde değil. Dünyada yaşanan sorunlar var ve ülkeyi yönetenler bunu düşünecektir. Bize düşen görev etrafımıza sabrı ve sükuneti tavsiye etmek, maneviyatımızı güçlendirmek olmalıdır. Aksi takdirde artmaya başlayan şiddet ve tahammülsüzlük haberleri çok yakınlarımızda baş gösterir ve ömür boyu ızdırabını çekeceğimiz acıların yaşanmasına neden olabilir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X