Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Siyaset bağımlılık içerir

Siyaset nikotin gibi bağımlılık içerir. Çünkü insanların hayattan beklediği üç temel özelliğin hepsinin bünyesinde barındırır. Para, şöhret, kariyer… Para derken haksız kazançtan söz etmiyorum. En lüks otellerde konferanslara katılmak, en pahalı restoranlarda toplantılar yapmak vs.

Siyasette işler yolunda gittiği zaman söylemler hep olumlu olur. Kimin iyi niyetli olduğu tam olarak anlaşılamaz. Ancak işler sarpa sarmaya başladıktan sonra ise kimin gerçekten dava gayesiyle mücadele ettiği kimin kişisel menfaati için yürüdüğü anlaşılır.

Nitekim yıllarca davadan, kardeşlikten, birlikte yol yürümenin erdeminden bahseden insanlar yollar ayrıldığı zaman birbirine karşı en ağır eleştirileri söylemekten geri durmuyor.

Önemli olan kişisel olarak ne kadar ağırlığınız olduğu ya da nasıl bir hayat konforu yaşadığınız değildir. Önemli olan nefsiniz ile yaşadığınız hayatın arasındaki dengedir. Bu dengeyi sağlayanlar mutlu, sağlamayanlar mutsuz oluyor.

Abdullah Gül… Ultra lüks bir hayat sürüyor. Cumhurbaşkanlığı 11. Çalışma Ofisinin tüm imkanlarını kullanıyor. Ulusal ve uluslararası toplantılara katılıp konuşmalar yapıyor. İstediği kişiyle görüşebiliyor. Gündeme kalmak istediği zaman bunu başarabiliyor… Ancak aktif siyasetten aldığı lezzeti bunlardan alamıyor.

4 Aralık 2016’da Abdullah Gül müzesi açılmıştı. Müze açılışında Erdoğan’ın siyasi rakipleri hazır vaziyette bulunuyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisinin hedef alındığı düşünmüş olacak ki bu gösteriye kayıtsız kalmamak için Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte müzenin açılışına katıldı. Müzede tabi ki basının gündemi Erdoğan ve Gül’ün üzerindeydi. İkili yaptıkları konuşmalarda kardeşlikten söz ediyor, davanın önemini vurguluyorlardı. Ertesi gün gazetelerde atılan başlıklar da Erdoğan ve Gül kardeşliği minvalindeydi… O gün Erdoğan’ı hedef alan açılış Erdoğan’ın açılışa katılmasıyla birlikte Erdoğan ve Gül kardeşliği olarak basında yer aldı. Ancak ortada bir sızıntı vardı. Bunun üzerine pansuman yapılmak istendi ama tutmadı. Zamanı geldi ve patlak vermeye başladı. Erdoğan ve Gül’ün arası keskin biçimde açıldı.

Aradan bir yıl geçti ve Abdullah Gül Ak Partiye açıktan tavır almaya başladı. 25 Aralık 2017 günü KHK ile ilgili eleştiride bulunmasıyla birlikte fitilin ucu ateşlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti trenden inen hiçk imsenin Ak Parti ile ilgili söz söyleme yetkisinin olmadığını söyledi. Bu açıklamaların hemen akabinde Abdullah Gül 2019’da Erdoğan’ın karşısına aday olacak söylentileri dolaşmıştı. Ancak Gül’ün fazlaca yıpranmasının önüne geçebilmek için Kılıçdaroğlu ve Akşener 2019’da kendilerinin aday olabileceğini ima ettiler.

Devlet Bahçeli son zamanlarda üstlendiği siyasi oyun kurucu rolüne devam ederek ve Abdullah Gül’ü bertaraf etmek istercesine seçimlere iki yıl kala cumhurbaşkanlığına aday çıkarmayacaklarını ve Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı. Bu hamle ile birlikte Erdoğan 2019 seçimlerinin mutlak favorisi haline geldi ve Gül’ün Erdoğan karşısındaki şansı son derece azaldı.

Eğer Abdullah Gül risk alarak Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkarsa tarihe nasıl geçeceğini seçimlerin sonucu belirleyecektir. Erdoğan’ı devirmeyi başarabilirse Türk siyasi tarihinin en büyük liderlerinden birisi olarak anılacak ancak yenildiği taktirde makam düşkünü, ihtiras sahibi olarak anılmaktan geri durmayacaktır. Karar kendisinin…

Arda Turan Başakşehir’de 

Arda Turan gibi günümüz futbolunda ülkenin çıkardığı en büyük değerin tekrardan süper lige dönmesi ülkemiz için kazanç verici. Ancak Arda Turan’ın Galatasaray’da oynamak isterken Fatih Terim ile kavga ettiği için bunu gerçekleştiremiyor olması kulüplerimizin profesyonel bir anlayışla idare edilmediğini gösteriyor.

Ayrıca Arda, iki yıl önce Türkiye’nin en sevilen oyuncusu konumundayken Fatih Terim ile kavga etmesiyle başlayan sürecin sonun bugün çok farklı bir konumda bulunuyor.

Bu duruma bir Türkiye gerçeğini gözler önüne seriyor… Yıldızınız ne kadar parlak olursa olsun güçlü insanlar ile kavga ederseniz bunun ağır bir bedeli olduğunu bu örnekte tekrar görmüş oluyoruz.

 

Bundan sonra her hafta pazartesi günleri yazmaya başlayacağım…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X