Tıka basa dolu salon…
Sanat kokan bir ambiyans…
Mükemmel bir oyun…
Tiyatroya hasret kalmış sanatseverlerin, avuçlarını patlatırcasına alkışları…
Ve dört başı mamur bir prömiyer.
Ahmet Vefik Paşa, 4 aylık bir hasretten sonra perde dedi.
***
Bursa`da tiyatroya ilgi her geçen artıyor.
İşte prömiyer akşamı da bunun ispatı oldu.
Açılışa davet edilen herkes oradaydı.
Tiyatronun son yıllarda Nilüfer`e kayması nedeniyle çok daha önemliydi salonun doluluğu.
Protokole ayrılan yerler bile dolmuştu bu yıl.
Ancak izleyiciler tarafından!
Maalesef bu kentin siyasetçileri ve yerel yöneticileri, bu yıl da tiyatronun açılışına ilgi göstermedi.
Bir tek Vali`yi bir de eski milletvekillerinden Kemal Demirel`i görebildim.
Önceki akşam, Devlet Tiyatrosu`nun açılışından daha önemli ne vardı Bursa`da diye düşündüm ama bulamadım.
***
Bursa Devlet Tiyatrosu, açılışını, Malcolm Keith Kay`ın yönettiği Moliere`in eseri Hastalık Hastası oyunuyla gerçekleştirdi.
Hastalık Hastası, çok keyifli ve hareketli bir oyundu.
İlk gecenin heyecanından olsa gerek, oyuncular fazlasıyla şaşırdı bazı bölümlerde ama pek sırıtmadı.
Bir parantez de oyuncu Halil Balkanlar için açmalıyım.
O ne performans, o ne heyecan, o ne oyunculuk…
Kostümü ve peruğuyla dört dörtlük bir oyunculuk sergiledi.
Tebrikler…
***
Dans koreografisi ve müzikler, renk katmış oyuna.
Çünkü oyun eğlenceli olsa da bazı bölümleri durgundu.
İşte o durgun bölümler, danslarla aşılmış.
***
Açılışla ilgili illa bir eleştiri yapmak gerekirse, sisten söz edebilirim.
Sis, oyunun bir parçası olarak görülmüş olabilir ancak o kadar yoğundu ki, izleyiciler rahatsız oldular.
Astım hastası olanlar bu oyuna gelmesin.
Ya da afişlerle uyarılsın izleyiciler…
Olmadı ambulans hazır tutulsun tiyatronun önünde.
***
Bu yıl Türkiye`nin çeşitli kentlerinde Mollier`in oyunuyla karşılacak tiyatroseverler.
Çünkü Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü bu yılı Mollier yılı ilan etti.
Oyunun yönetmeni Malcolm Keith Kay`ın 19 yıl önce de Cadı Kazanı isimli oyunu sahnelemişti Bursa`da.
Yani 19 yıl sonra Bursa`ya yeniden ayak bastı usta yönetmen.
Kay, oyun sonrası çıktığı sahnede, “Bursa çok değişmiş ama insanları değişmemiş” dedi.
Şimdi bu cümleden Bursa`nın şehirleşme bakımından olumsuz mu yoksa olumlu mu değiştiğini ben pek anlamadım ama insanların değişmemesine vurgu yapması, kesinlikle olumluydu.
***
Öyle anlaşılıyor ki Hastalık Hastası, boş koltuk bırakmaz bu sezon.
Ancak sezon boyunca sadece adından söz ettirecek 3 oyun izleyebileceğiz.
Oysa yanı başımızdaki Eskişehir Şehir Tiyatrosu`nda çok önemli oyunlar sahneleniyor yıllardır.
Geçen yıl Kanlı Nigar, bu yıl da Lüküs Hayat!
Umarız Eskişehir Şehir Tiyatrosu, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Bursa`ya turneye gelir de Lüküs Hayat`ı izleme fırsatı buluruz.
Yeri gelmişken, yarattığı şehir tiyatrosu için Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen`i de kutlayayım.
———
Termiğe karşı tek yürek olmak
Bursa`da termik santral karşıtı cephe genişliyor.
Bugüne kadar meslek odaları ve bazı sivil toplum örgütleri itiraz seslerini yükseltmişlerdi.
Ve artık, Demirtaş`ta kurulmaya çalışılan termik santrala karşı ortak bir platform var:
Termik Santrala Hayır Platformu…
Platform; Doğader, Bursa Tabip Odası, TMMOB ve Bursa Barosu öncülüğünde kuruluyor ancak bileşenleri arasında Bursa`nın en etkin sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları yer alıyor.
Böylece, termik santrala karşı mücadele bir disiplin içinde yürüyecek.
Sonuç: Termik santrala nerdeyse bütün Bursa karşı. Santral kurulursa, Bursa`ya rağmen kurulmuş olacak.
——–
Böyle tesadüf olur mu?
Malum, 4 Ekim 2014 günü Kurban Bayramı`nın ilk günü…
Ancak 4 Ekim`in anlamı sadece Kurban Bayramı`yla sınırlı değil.
4 Ekim aynı zamanda Hayvanları Koruma Günü!
Tesadüfün böylesi olur mu?
İnsan ne yazacağını şaşırıyor.
Hayvanları Koruma Günü`nde Kurban Bayramı`nı mı yaşayacağız yoksa Kurban Bayramı`nda hayvanları mı yad edeceğiz?
Çık işin içinden çıkabilirsen!