Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Bu darbeyi atlattık ya sonra?

Nerden bakarsanız bakın, 15 Temmuz Türkiye’nin bir dönüm noktasıydı.

2 ihtimal vardı…

Ya, ABD’nin destek verdiği FETÖ talimatlı darbe girişimi başarılı olacaktı ya da püskürtülecekti.

Çok şükür cuntacıların, Türkiye’yi felekate sürükleyecek darbe bombaları ellerinde patladı.

Ancak darbe girişimini küçümseyip, hadiseyi dandik bir kalkışma girişimi olarak görenlerden değilim.

Çok ciddi bir darbe girişimiyle karşı karşıyaydık ve cuntacılar, TSK’nın hatırı sayılır bir bölümünü oluşturuyorlardı.

Sistematik bir şekilde hareket ettiler ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, başta Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar olmak üzere TSK içindeki darbe karşıtı cephe, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte siyasetçiler, Emniyet güçleri, medya kuruluşlarının neredeyse tamamı ve tankların önüne yatan halk sayesinde, darbe tehdidi ortadan kalktı.

15 Temmuz‘un ardından birçok yorum yapıldı.

Ben de bugün uzun boylu bir değerlendirme yapmak niyetinde değilim.

Ancak bir iki konuda kısaca yazmak istiyorum.

 

DARBE GİRİŞİMİ TİYATRO DEĞİLDİ

 

Darbe girişiminin bir tiyatrodan ibaret olarak gördüğünü söyleyen zır cahiller var bu ülkede.

Her toplumda, böyle akıl sağlığı şüpheli olan kişiler çıkar elbette.

Ancak vahim olan , maalesef bu saçmalığa toplumun bir bölümünün itibar etmesiydi.

Yüzlerce kişinin öldüğü, bazılarının yurt dışına kaçtığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin, Beştepe’nin ve TBMM‘nin bombalandığı, aylar önce planlandığı anlaşılan ve başarısız olduktan sonra binlerce kişinin gözaltına alındığı bir girişimin, kurgu olduğu düşüncesi deli saçması değil de nedir?

 

GÜLEN BU İŞİN GÖBEĞİNDE

 

Öyle anlaşılıyor ki darbe girişiminin planlayıcısı Fethullah Gülen‘den başkası değil.

Ancak Gülen bu işin kıyısında mı, yoksa göbeğinde mi şeklinde bir tartışma da yürütülüyor.

Ben, Gülen’in bu işin tam da göbeğinde olduğunu düşünüyorum.

Bu cemaati tanımayanlar, gücünün boyutlarını, 40 yıldır iğneyle kuyu kazarcasına nasıl ilerlediklerini, başta Emniyet olmak üzere devletin tüm kademelerine 10 binlerce elemanıyla nasıl sızdıklarını ve nihai amaçlarının devleti ele geçirip, rejimi değiştirmek olduğunu da bilmez.

Devletin içine sinsi bir şekilde kanser virüsü misali yayılacaksınız ve son kozunuzu da oynamadan sahneden çekileceksiniz.

Mümkün mü?

 

ABD PARMAĞI

 

Peki ABD bu işin neresinde?

Çok düz bir mantık yürüteceğim ve şu 3 soruyu soracağım:

-Fethullah Gülen, siyasal iklimin kendisinin lehine olduğu dönemler de dahil olmak üzere neden Türkiye’de değil de ABD’de yaşamayı tercih ediyor?

-ABD, neden dost ve müttefik saydığı Türkiye’yi karşısna alma pahasına, ilkokul mezunu bir imamı himayesinde tutuyor?

-ABD’nin himayesinde yaşayan ve terör örgütü liderliğiyle aranan bir kişi, yaşadığı ülkenin yönetimine haber vermeden, bir darbeye yeltenebilir mi?

Bu üç soruya tatmin edici bir yanıt gelmeden, beni hiç kimse ABD’nin bu işin arkasında olmadığı tezine inandıramaz.

 

NE YAPMALIYIZ?

 

Peki şimdi ne olacak?

Türkiye, çok büyük bir badire atlattı ancak bu türden antidemokratik girişimlerin olmayacağını kimse garanti edemez.

Bu nedenle, gerçek demokrasiyi tesis etmek için birçok adım atılmalı.

-Devlet kurumlarını bir çeteden temizlemek isterken, başka hukuksuzluklar yaratılmamalı, masum devlet memurları cezalandırılmamalı, hasılı süreç cadı avına dönüştürülmemeli.

-Bundan böyle, devlet içine hiçbir unsurun palazlanmaması için, hiçbir tarikata, hiçbir zümreye, hiçbir oluşuma imtiyaz tanınmamalı.

-Yargının adaleti tesisi etmesini, medyanın da gerçekleri yazmasını sağlayacak özgürlükçü iklim yaratılmalı.

-İktidar mensupları, baskı altında tuttukları medyadan sesini duyararak darbeyi önledi ve bu çok önemli bir detaydı. Bu durum, toplumsal barışın yeniden filizlenmesi adına çok büyük bir fırsata dönüştürülmeli.

Yarından tezi yok, çağdaş ve bilimsel eğitim seferberliği başlatılmalı.İdeolojik kaygıları ön planda tuttuğunuz hiçbir eğitim modeliyle, toplumu kucaklayamazsınız.

-Evet darbelere karşı, milyonların sokağa dökülmesi, demokrasimiz adına ümit verici bir gelişme.Ancak, farklı siyasi renklerinin biraraya geldiği geniş halk kitlelerini toplamak istiyorsanız, bunu AK Parti motifleriyle süslenmiş, iktidar propagansının yapıldığı organizasyonlarla sağlamayazsınız.Nitekim 15 Temmuz gecesi, tüm siyasi partilein tabanı tankların önünde durdu.

Tüm bunların gerçekleşmesi için siyasi iradenin karar vermesi gerekir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X