Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye’de son 4 yılda havası en temiz iller Rize, Artvin, Ardahan ve Tunceli…

Peki havası en kirli iller?

Bursa, Düzce, Afyon, Kahramanmaraş ve Manisa.

Bakın havası en kirli iller arasında Türkiye’nin en kalabalık kenti İstanbul bile yokken, Bursa hava kirliliğinde zirveyi yine başka kentlere bırakmadı.

Rapordan notlarla devam edelim…

Rapora göre 2019’da hava kirliliği yeterli veri bulunan 51 ilin yüzde 98’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değerlerinin ve yüzde 70’inde ise ulusal değerlerin üzerinde gerçekleşti.

Türkiye’de hava kirliliğine bağlı ölüm sayısı 2017’de 51 bin 794, 2018’de 45 bin 398, 2019’da ise 31 bin 476 oldu.

Özellikle hava kalitesi düşük olan Iğdır’da 2019’da gerçekleşen her 3 ölümden birinin hava kirliliği kaynaklı olduğu belirtiliyor.

Son cümleye dikkat.

Bir kentte her 3 ölümden biri hava kirliliğine bağlanıyor.

Yani hava kirliliği hayati bir sorun.

Yine rapora göre milyonlarca insan, geçmişte hava kirliliğine maruz kalmaları nedeniyle kronik hastalıklar ve sakatlıklar yaşıyor ya da kemoterapi gibi tedaviler görüyor.

Yani hava kirliliği kronik hastalığa yol açıyor, sakat bırakıyor, kansere neden oluyor.

O halde havası kirli bir kentte, sakat kalmanız, kronik bir hastalığa yakalanmanız, kanser olmanız ve hatta ölmeniz şaşırtıcı değil.

Durum bu kadar ciddiyken…

İl Sağlık Müdürü Ömer Kaşıkçı’nın var mı hava kirliliğine karşı bir eylem planı, yol haritası?

 

Dolar artarsa ne olur?

Artık dağdaki çobandan, üniversitedeki hocaya, sokaktaki simitçiden, adliyedeki avukata kadar herkes sorunun yanıtını biliyor.

Çünkü eldivenden merdivene, sebzeden, meyveye, kağıttan, otomobile kadar, tükettiğimiz her şeyi dolarla satın alıyoruz.

Yani doların her artışında alım gücümüz düşüyor ve yoksullaşıyoruz.

Sadece bir örnek…

Türkiye’nin dış borcu 473 milyar dolar.

Doların çok değil 40 kuruşluk artışı, 16 milyar lira daha fazla borçlanmamız anlamına geliyor.

16 milyar, kaç fabrika, kaç yol, köprü, kavşak, kaç yeni yatırım, kaç okul, kaç kentsel dönüşüm, kaç bin istihdam demek varın siz hesap edin.

 

Muharrem İnce kimlerden oy alır?

Her kesimden oy alacağını, her siyasi parti seçmeninin ilgi göstereceğini kim söylüyorsa yanılıyor.

Kuşkusuz siyasi parti kurmak için yola çıkan her lider, her kesimden oy almak ister.

Ancak her liderin de bir dünya görüşü, bir çizgisi, bir ideolojisi, bir söylemi var.

İnce, sadece yola çıkacağını söyledi.

Yani ne söyleyeceğini, ne vadedeceğini bilmiyoruz.

Ancak geçmişteki söylemlerinden aşağı yukarı neler söyleceğini biliyoruz.

O halde kimlerden oy alacağını da aşağı yukarı kestirebiliriz.

İnce parti kurarsa…

CHP’nin kendisini milliyetçi, Kemalist diye tanımlayan kesiminden hatırı sayılır miktarda oy alır.

Ülkücülerin, daha çok kentli seküler tabanından ilgi görür.

Muhafazakar kesimden oy koparması zor ama iktidarın uygulamalarını şiddetle eleştirenler İnce’yi alternatif görebilirse yeni partiyi desteklerler.

Tüm bunların üstüne cumhurbaşkanlığı seçiminde  taraflı tarafsız herkesin şapka çıkardığı performansını eklersek, Muharrem İnce’nin kuracağı parti ciddi bir oy alabilir diyebiliriz.