Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Büyükşehir Belediyesi’nden toplu ulaşıma servet değerinde sübvansiyon

Köşe Yazısını Dinle

Akaryakıt fiyatlarının geldiği nokta malum.

Mazot, 30 lirayı buldu, benzin de 30 liraya yaklaşıyor.

Bu durumun trafiğe olan yansımalarına zaman zaman değiniyorum.

Öyle ki Bursa’nın arterleri sokağa çıkma yasağının olduğu günleri anımsatıyor.

Akaryakıt fiyatlarının fahiş miktarda artması, vatandaşın alternatif ulaşıma yönelmesine yol açtı.

Toplu ulaşım…

Nitekim Bursaray, özel halk otobüsleri ve BUDO yolculuk ücretleri, özel araçla yapılan yolculuğun maliyetiyle kıyaslanmayacak ölçüde hesaplı.

Fiyatları tek tek yazmayacağım ancak mesela BUDO ile İstanbul’a yolculuk 69 lirayken, şehirlerarası otobüs yolculuğu 200 lira civarında.

Tabii bu da Büyükşehir Belediyesi’ne ciddi bir  fatura çıkarttı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, her ay toplu ulaşımı 35 milyon lira sübvanse ettiklerini söylemişti.

Dün, revize olduğunu düşündüğüm sübvanse miktarını sordum BURULAŞ Genel Müdürü Kürşat Çapan’a.

Büyükşehir Belediyesi; Bursaray, özel halk otobüsleri ve BUDO’daki hesaplı yolculuk fiyatlarını desteklemek için aylık 70 milyon lira aktarım yapmayı planlamış.

Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık gider bütçesi 3 milyar 570 milyon lira.

Yani ulaşıma olağanüstü destek veriliyor.

Ulaşım sübvansiyonu, bina, kavşak, yol gibi elle tutulur, gözle görülür bir hizmet olmadığı için gündeme gelmiyor.

Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda, en anlamlı hizmet ulaşıma destektir.

Söz Sadık Kutlucan’da

DEVA Partisi Bursa örgütünde yaşanalar malum.

İl kongresinin ardından başlayan hesaplaşma, 3 ilçe başkanının istifasına yol açmıştı.

Tartışmaların odağındaki isimlerden DEVA Partisi Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sadık Kutlucan, yaşananlarla ilgili bir elektronik mektup yazmış.

Bazı bölümlerine katılmasam da, (özellikle ilçe başkanına hakaretamiz sözlerinde hiçbir pişmanlık duymadığını itiraf etmesi)  yanıt hakkına duyduğum saygıdan dolayı, bilgi yanlışlıkları hariç, yorum yapmadan aynen paylaşıyorum:

Murat Bozkuş ve Ahmet Kaya performans düşüklükleri nedeniyle genel merkez tarafından görevden alındı. Yani basına istifa ettiklerini söylediklerinde, zaten görevden alınmışlardı. Murat Bozkuş ile görevden alınmadan önce yaptığım görüşmede ‘biliyorum, bu görevde başarılı olamadım’ dedi. Partide etnik kökene dayalı siyaset yapılıyor tezi doğru değildir. Partide her etnik kökenden insan mevcuttur. Murat Bozkuş’un bunu söylediğini zannetmiyorum. (Oysa kendisi Serkan Özgöz’ün etnik siyaset yaptığını iddia eden bir ileti yolladı) İkincisi Ahmet Kaya 30.10.2020’de ilçe başkanlığı görevlendirilmesi yapılmış, henüz 20 ayı bile doldurmamıştır. Dolayısıyla 2,5 yıldır kongre yapılmıyor sözü de doğru değildir. Ahmet Kaya’ya Orhaneli kongresi öncesi ‘hazırlan kongreni yapacağız’ dediğimde teşkilatların hazır olmadığını söyledi. Sonraki dönemlerde de teşkilatlanmasını biz yeterli görmedik. 7 Mayıs’ta istifa ettiğini söylüyor, 28 Mayıs’ta İl Başkanlığında ilçe başkanları toplantısına ilçe başkanı olarak katıldı. Yani nereden bakarsanız bir tutarsızlık… Dilek Durak olayında ise,

bir WhatsApp yazışmasında aramızda bir polemik oldu. Sanıyorum yazışmalar sizde mevcut, (Bende yok böyle bir yazışma) bana üst perdeden hitap etti, ben de daha ileri gitmemesi için ‘edepsizliğe tahammülüm yoktur’ diye bir cümle kurdum. Kurduğum bu cümlenin tuttuğum oruçla da bir ilgisi yoktur. (Bunu Serkan Özgöz söylemiş Dilek Durak’a) Bunun üzerine benimle ilgili genel merkeze şikayet dilekçesi verdi. Genel merkezde birçok isme ayrıca elektronik posta ile gönderildi. Bir GMYK üyesi beni arayıp ‘ben disiplin kurulu üyesi değilim, bu bana niye gönderildi’ dedi. Bu en doğal hakkıdır ve sonucu bekleyip görmesi gerekiyordu. O ne yaptı, yazışmaları basına sızdırdı, sonra il yöneticilerini de duruma ortak etmek için aynı yazışmaları onlara da gönderdi. Ben bu konuların basın önünde tartışılıp partiye zarar vermemesi için sustum. İstifa etmesi kendi tasarrufudur. Son birkaç aydır diğer partilerle görüştüğü bilgisi bize geldi. Şimdi mağdur rolü oynuyor. Diğer bir konu da il başkanımızla teşkilat başkanı olarak tabii ki olayları konuşuyoruz, değerlendiriyoruz. Genel merkezin bu konularda müdahalesi tüzükte yazdığı şeklindedir. DEVA Partisi, 9 Mart 2020’de kuruldu. Dolayısıyla 2 yıl, 3 aylık bir partidir. Türkiye’de en kısa zamanda teşkilatlanmasını tamamlamış ve seçime girmeyi hak kazanmıştır. Partide küçük olsun benim olsun anlayışı yoktur. Aksi takdirde Bursa teşkilatı üye bazında her ay yüzde 35-40 büyümezdi. Her ay yüzde 35-40 büyüyor.”

Parasını korumak isteyen vatandaş konuta yöneldi

TÜİK verilerine göre, mayısta konut satışları geçen yıla oranla yüzde 107,5 arttı.

Bu şu demek:

Konutta tüm zamanların en yüksek mayıs ayı satışı gerçekleşti.

Ev fiyatlarının olağanüstü yükseldiği bu dönemde, konut satışında talep patlaması olması çelişki olarak yorumlanabilir.

Ancak  vatandaş, parasını enflasyona karşı korumak için, ihtiyacı olmasa da konut satın alıyor belli ki.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X