Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Enver Aysever hadisesi Buzdağı’nın görünen yüzüdür

Köşe Yazısını Dinle

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Enver Aysever’e 18 günlük okur yazarlık kursu için 238 bin liralık bir ihale açıyor.

Kamuoyu tepkisi gelince geri adım atan Belediye Başkanı Tunç Soyer, ihaleyi iptal etmek zorunda kaldığını ve Aysever’e 238 bin değil, 90 bin liracık ödeme yapılacağını duyuruyor.

Aysever’in bazı kitaplarını okudum, Bursa’daki konferanslarından birini de izledim.

Gayet iyi konuşur, yazdıkları da boş şeyler değil kanımca.

Ancak yapılan iş, belediye bütçesini sömürmekten başka bir şey değil.

Bursa’da da benzer organizasyonlarla avuç dolusu parayı cebine indirip İstanbul’a dönüyor, yazar, çizerler.

Belediyenin parası kimin?

Vatandaşın…

Yani senin, benim.

Bazı belediye başkanları  vatandaşın vergileriyle kesilmiş bütçeyi, Enver Aysever gibileri zenginleştirmek için kullanıyorlar.

Daha önce de yazdım, belediyelerdeki asıl yolsuzluklar, kültür-sanat adı altında yapılan organizasyonlar eliyle yapılır.

Yerel yönetimlerin yaptığı alım ihalelerinde, malın rayiç fiyatı belli olduğu için ciddi bir denetimle tespit edilebilir.

Veya plan tadilatlarıyla sağlanan imar rantları istenirse  ortaya çıkarılabilir.

Ancak konser, konferans, kültürel etkinlik gibi organizasyonlarda konuklara ödenenen paraların şişirildiğini ortaya çıkarmak, ortada bir itiraf yoksa kolay değildir.

Çünkü sanatçının, yazarın, çizerin rayiç bedeli yoktur.

Bursa’da bir belediye başkanının, “.… şarkıcıyı … kadar paraya getirmişler, böyle bir şey olabilir mi?” diye isyan ettiğine şahit olmuştum.

İsyan eden belediye başkanı işin üzerine gidecek ama sanatçıya ödenen paranın yüksek olduğunu ispat edemeyeceği için sadece içini dökmekle kaldı.

Enver Aysever hadisesi, kamuoyuna yansımasa kimsenin haberi olmayacaktı.

Ancak Enver Aysever, Buzdağı’nın görünen yüzüdür.

Ayrıca bu işler sadece CHP’li belediyelerde olmuyor.

Kimi iktidar partisi belediyeleri de kendi mahallelerindeki  sanatçı, yazar ve çizerleri zenginleştiriyor, senin benim paramla.

Nüfus ve araç sayısının arttığı Bursa’da rakamlarla trafik yoğunluğu

 

Son günlerde Bursa trafiği saç, baş yolduruyor.

Bugün trafik yoğunluğunun sebepleriyle ilgili veriler paylaşıp, yorumlamaya çalışalım.

 

***

 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun son açıkladığı verilere göre Bursa’daki araç sayısı 930 bin oldu.

Yine TÜİK’in 2020 nüfus sayımına göre Bursa’nın nüfusu 3 milyon 101 bin  833 kişi.

Yani Bursa’da neredeyse her 3 kişiye bir araç düşüyor.

Bursa, 4 kişiye bir aracın düştüğü Türkiye ortalamasının üzerinde.

Trafik sıkışıklığının sebeplerinden biri bu.

 

***

 

Kentin en yoğun trafiğinin yaşandığı nokta hiç kuşkusuz Acemler.

Bir çarpıcı veri daha:

Pandemi öncesi Acemler’den günlük 220 bin araç geçerken, bugün 260 bin araç geçiyor.

Bu da Mudanya ve İzmir Yolu yönünden gelen araçların kesiştiği nokta olan Acemler’in şişmesine neden oluyor.

Trafik sıkışıklığının sebeplerinden bir başkası da budur.

Büyükşehir Belediyesi’nin, araç geçişlerinde yaklaşık yüzde 20’lik artışın yaşandığı Acemler’de başlattığı çalışmanın ne kadar isabetli olduğu bu veride saklı.

 

 

***

 

Pandemi öncesi Bursaray’daki yolcu sayısı günlük ortalama 850 bin civarındayken, yaklaşık 500 bin’e düştü.

Toplu taşımayı tercih etmeyen vatandaş ne yapıyor?

Özel aracıyla düşüyor yollara.

Yani hem Bursa’daki araç sayısı arttı, hem de araç kullanım oranı yükseldi.

Bu da sebeplerden bir diğeri.

 

***

 

Tüm bu verileri doğrulayan veriler iki kurumun elinde var.

Hem Bursa Emniyet Müdürlüğü hem de Büyükşehir Beleidyesi’nin elindeki verilerde, trafik yoğunluğunun  yaklaşık yüzde 20 arttığını gösteriyor.

 

***

Büyükşehir Belediyesi, uzun zamandan bu yana ulaşım yatırımları yapıyor.

İşte Acemler’deki çalışmalar.

Ancak hem nüfus, hem araç sayısı hem de araç kullanımı istikrarlı şekilde artmaya devam ederse, 5 şeritli yol yapsanız ne yazar.

 

***

 

Kolombiya’nın başkenti Bogota’nın Belediye Başkanı, “Gelişmiş ülke fakirlerin araç sahibi olduğu bir yer değil, zenginlerin de toplu taşıma araçlarını kullandığı yerdir” demiş.

Trafikle boğuşan büyük kentlerin belediye başkanları, çerçeveletip duvarına asmalı bu yazıyı.

—————————-

 

“Hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacağız”

 

1 Martta yapılan olağanüstü kongreyle Bursa Diyarbakırlılar Kültür ve Dayanışma Derneği’nde bayrak değişimi oldu ve 18 yıllık Şehmus Seviş dönemi sona erdi.

Yeni Başkan Orhan Atalay.

Atalaylar, Diyarbakır’ın tanınmış ailelerinden.

Orhan Atalay’ın ağabeyi Av. Turgut Atalay, bir dönem SHP’den Diyarbakır belediye başkanlığı yaptı.

Atalay kardeşlerden diğeri Fuat Atalay ise geçmiş dönem milletvekillliği yapmış bir isim.

Orhan Atalay, yönetim kurulu üyeleri Ferit Akçay ve Abdülmecit Doğru, dün konuğumuz oldular.

Atalay’a Bursa’da kaç Diyarbarklı yaşadığını sordum.

“TÜİK’in rakamlarına göre 39 bin 139. Ancak nüfus kayıt sistemine göre açıklanan sayıdır bu. Gerçek sayı 70 bindir” dedi.

İlk kez bir hemşehri derneği başkanının abartılı bir rakam vermediğine tanık oldum.

Bursa’da 500 bin, 600 bin kişi olduklarını söyleyen hemşehri derneği temsilcileri var çünkü.

Atalay,  tabela derneği görünümündeki derneği aktif hale dönüştüreceğini söyledi.

İlk işi dernekten uzak kalan hemşehrilerini ziyaret etmek olacakmış.

Daha sonra, başta eğitim bursları ve sosyal yardımlar olmak üzere bir dizi sosyal fayda projesini hayata geçirmeyi düşünüyorlar.

Ancak en çok Atalay’ın şu taahhüdünü kayda değer buldum:

Yönetim kurulu üyelerimizin durumu iyi. Derneği kullanıp, siyasette bir yerlere gelmeye çalışmayacağız, kamu kurumlarını kullanmayacağız. Tüm partilere eşit uzaklıktayız. Hiçbir siyasi partinin de arka bahçesi değiliz.”

Hemşehri dernekleri temsilcilerinin tümünün yönetim felsefesi böyle olursa, ortada sorun da kalmaz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X