Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Nilüfer’de iflasın eşiğine gelen mekanlar nasıl çözüm buldular?

Her kriz, aslında çözümleriyle birlikte geliyor.

Lafı eğip, bükmeye gerek yok, pandemi nedeniyle birçok sektör dört başı mamur bir krizle karşı karşıyalar.

Mesela eğitim sektörü.

Özel okulların önemli bölümü iflas etti (Bunu ben değil AK Partili eğitimci Gıyasettin Bingöl söylüyor), ayakta duranların da akıbeti belli değil.

Zaten can çekişen medya sektörü, pandemi döneminde komaya girdi.

Ulaşım sektörü kan ağlıyor.

Ve daha birçok sektörün zor durumda olduğunu söyleyebiliriz.

Hizmet ise en zor durumdaki sektörlerin başında geliyor.

Restoranlar, kafeler, kahvehaneler aylarca kapalı kaldılar.

Kimi sermayeden yedi, kiminin kirası birikti, kimi de iflas edip kepenk kapattı.

Bu mekanlarda çalışanlar ise ya kısa çalışma modeliyle ya da işsiz kalarak mağdur oldular.

Hizmet sektöründe restoran ve kafe ruhsatı olan mekanlar, haziran ayında açıldılar.

Ancak eğlence mekanlarıyla ilgili yasak sürüyor.

Ne dedik?

Her kriz çözümleriyle gelir.

Nilüfer’de çok sayıda eğlence mekanı sahibi de ayakta kalabilmek için bir formül ürettiler.

Bar ruhsatlarını restoran ruhsatına dönüştüren mekan sahipleri, aylar sonra kapılarını müşterilerine açabildiler.

Nilüfer’de tam 26 bar sahibi bu yola başvurarak, yeniden hizmet vermeye başladı.

Böylece 100 yılda bir rastlanan bu krizden, ruhsat değiştirme formülüyle çıkıyor mekan sahipleri.

Yoksa iflas bayraklarını çekmeleri an meselesiydi.

 

Hangi barlar içkili restorana dönüştü?

Nilüfer’de 26 bar, ruhsatlarını dönüştürerek, hizmet vermeye başladı.

Ancak başvuru sayısı 26’dan daha fazla.

Nitekim, restoran ruhsatı almak için bazı kriterleri yerine getirmek şart.

Mesela yemek servisi olmazsa olmaz.

Ustalık belgesi bir başka kriter.

Ayrıca mekanın fiziki şartlarının da restorona uygun olması gerekiyor.

Nilüfer Belediyesi, başvuruları Nilüfer Kaymakamlığı aracılığıyla Nilüfer İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne sordu.

Dönüşen 26 restoran Nilüfer Emniyet Müdürlüğü’nün,  asayiş bakımından sorun yok’  raporu verilen mekanlardan oluşuyor.

Ayakta durmaya çalışan esnafın karşısına dikilen bürokrasi

Suudi Arabistan, koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl ülke dışından yapılacak hac ve umre ziyaretlerini yasakladı.

Yani bu yıl sosyal mesafe kurallarına uyulması şartıyla  kısıtlı sayıda Suudi Arabistan vatandaşı hac görevini yerine getirebiliyor.

Yüzlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkenin aldığı bir karar bile Türkiye’yi, Türk vatandaşını etkiliyor.

İşte bu nedenle dünya küçük bir köy artık.

Efendim, Türkiye’de ve elbette Bursa’da hac ve umre ziyaretlerinden geçimini sağlayan, yüzlerce, binlerce tur şirketi, aracı kurum, seyahat firması, rehber, hediyelik eşyacı var.

Hediyelik eşya satan esnafın çoğu Ulucami çevresindeki dükkanlarda faaliyet gösteriyor.

Ne satar bu esnaf?

Envai çeşit tesbihler, ince kabuklusundan sarı renklisine, küçük tanelisinden, orta büyüklüğe kadar birbirinden lezzetli hurmalar, yeşil, sarı, mavi tül keseli Yasin-i Şerifler, deri kaplı, kabe kapaklı veya kadife Kuran’-ı Kerimler, pamuk tafte seccadeler, şantuk broşlu seccade keseleri ve daha binbir çeşit hediyelik ürün…

Pandemi nedeniyle hac ve umre ziyaretiyle bağlantılı onlarca esnaf çok zor günler geçiriyor.

Tek çıkış yolları var.

İşyerlerinin niteliklerini değiştirmek.

Yani mesala hediyelik eşya satıyorlarsa, kafeye veya restorana dönüşmek.

İş yerinin büyüklüğüne, sermayesine ve bölgesine göre dönüşüm yapmak isteyen çok sayıda esnafın olduğunu duyuyorum.

Ancak önlerine bürokrasi çıkıyormuş.

Tam bu noktada anıtlar kurulu ve belediyelere büyük iş düşüyor.

Hala ayakta kalan esnaf varsa, dönüşümlerini sağlamak için ellerinden gelenin fazlasını yapmamalılar.

Ne yapıyor hükümet salgından bu yana?

Aylardır kısa çalışma ödeneği altında iş yerlerine yardım yapıyor, işsizliği yasaklayarak istihdamı korumaya çalışıyor, vergi ve SSK borçlarını erteleyip firmaların rahat nefes almalarını sağlıyor, süreçten en az etkilenmeleri  için yoksullara nakdi yardım yapıyor değil mi?

Hükümet bunları yaparken, ayakta durmaya çalışan esnafın önüne bürokrasi çıkarmak reva mı?

 

Trafik eski günlerine mi dönüyor?

Birkaç gündür işlerim gereği kentin batısından doğusuna aracımla yolculuk yapıyorum.

Ve ana yollarda ciddi bir trafik yoğunluğuna tanık oluyorum.

Mudanya Yolu da, İzmir Yolu da, Ankara Yolu da sıkışık.

Ağustos ayında tablo buyken, okulların açılacağı ve insanların tatilden dönecekleri eylül, ekim aylarında nasıl bir trafik bizi bekliyor varın siz hesap edin.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X