Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Türkiye’nin en çok öğrencisine sahip Uludağ Üniversitesi’ne dair

Köşe Yazısını Dinle

Uludağ Üniversitesi’nin geçen yıl tamı tamına 60 bin 652 öğrencisi olduğunu biliyor muydunuz?

Bu şu demek:

Uludağ Üniversitesi, Türkiye’nin en fazla öğrenciye sahip eğitim ve öğretim yuvasıdır.

Uludağ Üniversitesi’ni sırasıyla Kocaeli, Akdeniz ve Anadolu Üniversitesi takip ediyor.

Tabii bu, geçen yılın istatistikleri.

Ancak bu yıl da tablonun değişeceği öngörülmüyor.

Nitekim YÖK, Uludağ Üniversitesi’ne bu yıl için 12 bin yeni kontenjan vermiş.

Yaklaşık 11 bin öğrencinin mezun olduğunu düşünürsek, Uludağ Üniversitesi’nin öğrenci sayısının 62 binlere dayanacağını söyleyebiliriz.

Bu sayı, Türkiye’deki birçok ilçenin nüfusundan fazla.

Diyeceksiniz ki bir üniversitenin kalitesi, öğrenci sayısıyla mı ölçülür?

Hayır tabii ki…

Hatta ne kadar az öğrenci o kadar nitelikli eğitim demek.

Bu nedenle Uludağ Üniversitesi’ne daha fazla öğrenci değil, daha fazla öğretim görevlisi, daha fazla ödenek, fiziksel koşulların daha fazla iyileştirilmesi ve daha fazla yurt binası gerekir.

 

Uludağ Üniversitesi’nin memnuniyet sıçraması

Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı tarafından her yıl yapılan Memnuniyet Anketi’nin (TÜMA) sonuçları açıklandı.

Devlet ve vakıf üniversitelerinin 12 başlık altında değerlendirildiği sonuçlar, bu yıl da  yoruma açık.

Kentimizin köklü eğitim yuvası olan  Uludağ Üniversitesi’ni her yıl TÜMA sonuçları üzerinden eleştirdik.

Ne var ki bu yıl Uludağ Üniversitesi, deyim yerindeyse çağ atlamış.

Nitekim devlet üniversiteleri arasında geçen yıl 31. sırada yer alan Uludağ Üniversitesi bu yıl 17. basamağa yükseldi.

Tablo umut verici olunca da belki ilk kez bir Uludağ Üniversitesi Rektörü, sonuçlarla ilgili açıklama yaptı:

“ 2019 yılından itibaren akademik ve idari personelimizle birlikte ortaya koyduğumuz performans sayesinde göstergelerin yukarı yönlü hareket etmeye başladığına şahit olduk. Yaklaşık 2 yıl süren pandemi kısa süreli bir yavaşlamaya neden oldu. Fakat o durağanlığı da kısa zamanda kırmayı başardık. Akademik potansiyelimiz ve deneyimimiz ile daha fazla proje, daha fazla akademik çalışma ve daha fazla işbirliği yaparak hedeflerimize doğru ilerledik. Gelinen noktayı asla yeterli bulmuyoruz. Uludağ Üniversitesi’nin yeri ilk 10 üniversite arasındadır. Bizler de bu hedef için çalışmaya devam ediyoruz. Ortaya koyduğumuz sistemin kesintiye uğramadan sürdürülmesi halinde yakın tarihte bu başarının elde edilebileceğine gönülden inanıyoruz.”

 

İlk 40’ta iki önemli üniversite yok

Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı tarafından yapılan geleneksel Memnuniyet Anketi’nde ilginç detaylar olduğunu belirtmiştim.

Onlardan biri de 2 önemli üniversitenin sıralamanın epey gerisinde yer almaları.

Hangi üniversiteler onlar?

Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.

Özellikle Anadolu Üniversitesi’nin, Eskişehir’in parmakla gösterilen bir üniversite kenti olmasındaki katkısı çok büyüktü.

Ülkenin dört bir yanından gelen öğrencilerle Eskişehir, Güney Marmara’nın en modern, en sosyal ve en medeni kentlerinden biri olmuştu.

Anadolu Üniversitesi’nin ilk 40’ta olmaması şaşırtıcı.

2018 yılında Anadolu Üniversitesi’nin çeşitli eğitim birimlerinin aktarılmasıyla Eskişehir Teknik Üniversitesi kuruldu.

Yani Anadolu Üniversitesi’nin içinden yeni bir üniversite doğdu.

Bu gelişme belli ki Anadolu Üniversitesi’nin eğitim kalitesini düşürdü ve bu da memnuniyet sıralamasına yansıdı.

Her kente, her köşe başına üniversite açmanın olumsuz yansımalarından  biri daha.

 

Meslek odası başkanlarına bir tepki daha

Hızlı tren istenirse 2,5 yılda biter” diyen

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ülkü Mercan Küçükkayalar, Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er’e tepkiler gelmeye devam ediyor.

İsminin yazılmamasını rica eden bir okuyucum bakın neler söylüyor:

“Mustafa Bey merhaba. Aşağıdaki yazınızda tecrübeli bir mühendisin (İsmail Kabil) sarf ettiği cümle çok şey içeriyor. Bilir kişi olarak her fırsatta fikirlerini sorduğunuz meslek odalarının sahadan-üretimden ne kadar uzak olduğunu özetleyen bir cümle olmuş. Meslek odalarının işlevsizliğine dair detaylı bir araştırma yaparsanız ne demek istediğimi ancak o zaman anlarsınız. Müsait olduğunuzda bu kurumun yetkinliğini de araştırmanızı tavsiye ederim. Başlangıç noktası olarak çevrenizde bu odalara karşı olan kişileri bulup onların fikirlerini sorarak başlayabilirsiniz. O kişiler bir çok şey söyleyecektir. Şöyle küçük bir örnek vereyim kendi sektörüm ile ilgili. Meslek odalarını bugün komple kaldırın, otomotiv sektörünün ruhu duymaz. Kimsenin de umurunda olmaz. Sadece insanlardan topladıkları aidatlar ile maaş alanlar var ise onların sesi çıkar, o kadar. Diğer sektörlerde de farklı olacağını sanmıyorum. Haksız yere milletten aidat toplayan, vermeyenleri meslekten men edeceklerini söyleyen, sadece siyasete meze olmuş projelere dair basın yoluyla genel olarak olumsuz yönde fikir beyan etmekten öteye gidemeyen, teknolojik gelişmeleri takip etmek yerine siyasi gelişmeleri takip eden bir kurumdan medet ummamanızı şahsen tavsiye ederim.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X