Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Uçtu uçtu araba fiyatları uçtu!

Bir tanıdığım 154 bin liraya sıfır kilometre araç almıştı.

2 yıl sonra 245 bin liraya sattı!

Daha sonra 260 bin liraya başka bir araç satın aldı.

O aracı da çok değil 1 ay sonra 290 bin liraya sattı.

Geçen gün 304 bin liraya satın aldığı yeni aracını da 330 bin liraya ilana koydu.

Bugün, yarın o araç da satılır…

İşte size araç piyasasında yaşananların bir izdüşümü değerli okur.

Sorarım, dünyanın neresinde böyle oynak bir piyasa var?

Eskiden en az yüzde 10 zarar etmeyi göze alarak  0 kilometre araç alırdık.

Bugün 0 kilometre araç bulabilen, kendisini dünyanın en şanslı kişisi hissediyor.

Çünkü neredeyse servet değerinde olan sıfır kilometre aracı paranızla bile alamıyorsunuz.

Öyle ki bayiler artık  sıra bile vermiyorlar.

Diyelim ki sıraya girdiniz ve  3 ay sonra siparişini verdiğiniz aracınıza kavuştunuz.

Zamlı fiyattan almayacağınızın garantisi yok.

Mesela 300 bin liralık bütçe ayırdınız diyelim.

Araç 3 ay sonra geldi, cebinizden 300 değil 350 bin lira çıkma ihtimali çok yüksek.

Peki neden araç fiyatları arttıkça artıyor?

İkinci yazıda…

 

Piyasa çıldırdı

Bursa Oto Galericileri Esnaf Odası Başkanı Hakan Yanık’a, “Ne olacak bu piyasanın hali?” diye sordum.

Önce bir durum tespiti yaptı Yanık:

Bayiler 2020 Ocak ayında sıfır kilometre araçlara yüzde 15 zam yaptı. Ardından yüzde 7 daha zam yaptılar. Son olarak da yüzde 15 zam geldi. Yani yılbaşından bu yana yüzde 40 zamlandı araçlar. Sıfır kilometre araçlar zamlanınca otomatik olarak ikinci el araçlar da zamlandı.

Yani Yanık’a göre piyasayı bayiler yükseltiyor.

Bir diğer ifadeyle otomobil piyasasına hakim olan karteller.

Çünkü bayilerde sadece sıfır kilometre değil, ikinci el araçlar da satılıyor.

Çarpıcı bir örnek verdi Yanık:

Galerici esnafı araç bulamazken, bayiler araç stokluyorlar ve müşterilerine ‘araç yok’ diyorlar. Aslında var. Piyasanın biraz daha yükselmesini bekliyorlar. İsmini vermeyeyim ama Bursa’da büyük bir bayi birkaç ayda  900 adet araç sattı. Bu bayinin yıllık kotası 900 idi. Henüz yılın ilk yarısında kotasını doldurdu bu bayi.”

Yanık adeta isyan etti:

Mustafa bey, inanın piyasa çıldırdı. Dışarıdan fiyatların yükselişinden memnun olduğumuz sanılıyor. Ama hiç de öyle değil. Çünkü sattığımız bir aracın yerine yenisini koyamıyoruz.

Önceki gün yaşadıklarını da anlattı Yanık:

Dün oğlum 2015 model Renault Clio marka bir araç satın almak istedi. Satıcıya 125 bin lira fiyat teklif etti. Ancak satıcı aracını o fiyata bile satmadı. Yıllardır bu işin içinde biri olarak söylüyorum o aracın değeri normal şartlarda en fazla 70 bin liradır. Yani 70 bin lira değeri olan aracı 125 bin liraya bile alamadık. İşte piyasanın durumu budur.”

Yanık, son olarak yetkililere seslendi:

“Hükümet, nasıl Merkez Bankası aracılığıyla dövizin yükselmesine müdahale ediyor aynı şekilde araç piyasasına da müdahale etmeli. Eğer müdahale etmezse, araç fiyatları 2020’nin sonuna kadar yükselmeye devam edecek. Karteller karlarına kar katmayı sürdürecek  ama olan vatandaşa olacak.

 

Kredileri altına ve dövize yatıranlar var

Devlet bankaları pandemi süreci boyunca 6 ay ödemesiz kredi dağıttı.

Bazı başvuruları reddetse de  sokaktaki vatandaştan, iş insanına, esnaftan, memura kadar çok sayıda kişi krediden yararlandı.

Bu krediler neden dağıtıldı?

Pandemi nedeniyle geliri azalan vatandaş nefes alsın diye…

Salgından dolayı kirasını ödeyemeyen esnaf ayakta dursun diye…

Virüsten dolayı işini kaybeden işçi geçimini sağlasın diye…

Covid-19 yüzünden işleri bozulan iş insanları çarklarını döndürsün diye…

Ancak bazı uyanıkların, çektikleri krediyi dövize ve altına yatırdıklarını duyuyorum.

Bunlar yüzünden hem ülke ekonomisi zarar gördü hem de maliyetinden düşük kredi veren devlet bankalarının kaynakları sömürüldü.

İş vatandaşta bitiyor

Gece saat 23,30 suları, parkta yürüyüşteyim.

İki polis parkın içinde maske denetimi yapıyor.

Maske takmayanları kibarca uyarıyorlar, maske takanlara teşekkür ediyorlar.

Ceza yazdıklarına tanık olmadım ama polisi görenler ceplerinde taşıdıkları maskelerini takıyorlardı.

Yani diyeceğim o ki, polisiye tedbirlerle denetim bir yere kadar.

İşin büyük kısmı vatandaşta.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X