Sandığa 20 gün kaldı. Ortalık sakin. Oysa Meclis’te konu tartışılırken gerek komisyonda gerek genel kurulda neler yaşanmıştı.

CHP önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne “kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz” diyerek karşı çıkmıştı. AK Parti ve MHP’nin ortak kararıyla konu Meclis’e taşınınca ciddi kavgalar ve muazzam bir gerilim yaşandı. CHP şimdi taktik değiştirmiş görünüyor. CHP’nin bu yeni taktiğini nasıl izah etmeliyiz? Muhalât kavramı bu taktiği izah ediyor sanıyorum.

CHP’nin caddelerde, sokaklarda dağıttığı neden hayır el ilanları ilginç mi ilginç. İnsana yalanın bu kadarı da olur mu dedirtecek derecede gerçeklerden uzak. On madde halinde on tane yalan, felaket tellallığı… Muhal- Muhalât.  

Muhalât; mümkün olmayan şey, olamayacak şey demektir. CHP’nin neden hayır propagandasında, ileri sürdüğü savları ancak muhalat kelimesiyle izah edebiliriz. Buna da pes demekten başka bir şey söyleyemiyorum.

Kılıçdaroğlu konuşma fırsatı bulduğu her yerde muhal şeyler söylüyor. Her halde Güney Amerika’dan getirttiği danışman böyle yönlendiriyor. Danışmanı büyük bir ihtimalle sakin davranmasını ve olmayacak, olamayacak şeyleri söyleyerek kararsız seçmeni etkileyebileceğini önermiş olmalıdır. Zira ABD’de Trump’ın aynı yöntemle seçimleri kazandığı söyleniyor. Bu yönteme de “Gerçek Ötesi Kavramı” deniyormuş. Şimdi bu yöntemi CHP deniyor. Ancak unutulan o ki burası Türkiye ve Türkiye insanı ABD insanından çok daha zeki. Gerçek ötesi kavramın bizdeki karşılığı da muhal. Muhal, yani mümkün olmayan şey, olamayacak şey.

Bu kavrama en iyi örnekler, CHP’nin dağıttığı el ilanlarında yazılı. Bakın ne diyor bu ilanda: Tek Adam Rejimine Hayır! Tek adam rejimi kurulacak, tek adam hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak. Rejim değişecek, Cumhuriyet fiilen ortadan kalkacak.

Parti Devletine Hayır! Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. Devlet parti devleti olacak. Başkan senin partinden değilse devlet kapısında yerin olmayacak.

Ekonomik Krize hayır! Ekonomi, piyasa, ücretler, maaşlar tek adamın keyfine kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş olacak.

Bölünmeye Hayır! Başkan devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek.

Seçilmiş Krallığa Hayır! Başkan, padişahlarda dahi olmayan, Atatürk’e bile verilmeyen yetkilere sahip olacak. Diğerlerini aktarmıyorum. Hepsi birbirinden uçuk, on başlık. Kılıçdaroğlu’nun meydanlarda atıp tuttukları ayrı bir garabet. Adama sorarlar; bunları hangi anayasadan çıkardın. Halkoylamasına sunulan 18 maddenin hangisinde var bunlar.

16 Nisan referandumu ‘hayır’ oylarıyla sonuçlanırsa 17 Nisan’da kaos başlar. Kılıçdaroğlu’nun “ne olacak, hükümet değişmeyecek, Cumhurbaşkanı görevi başında olacak” dediğine aldanmayın. Bu söz bir tuzak. Böyle bir tabloda Kılıçdaroğlu’nun söyleceği ilk söz, “bu referandum hükümete ve Cumhurbaşkanı’na karşı yapılan bir güven oyudur” der ve salvolara başlar. EVET oyu çıkarsa, bölünme olur diyor CHP.  İyi de Kandil, FETÖ, Avrupa ülkeleri neden Hayır çıksın istiyorlar? Biraz düşünün.