Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

28 Şubat Tahribatını Unutmamak

Köşe Yazısını Dinle

28 Şubat 1997’ de başlayan süreç bin yıl sürecekti ya! Birkaç yıl sürdü ama yetti de arttı. Önümüzdeki seçimlerde ilk kez oy kullanacaklar 28 Şubat 1997’de henüz doğmamışlardı…

28 Şubat en basit ifadesiyle bir kötülüktü. Bu halkın ülkesine, şahsiyetine, inancına, bilimine, ekonomi sine, siyasetine ve hepsinin toplam kalitesine yapılan bir kötülüktü. 28 Şubat bir kifayetsizlerin ihtirası öyküsüdür. Hukukun kabul edilmiş kaidelerine keyfi olarak konulmuş olan istisnaların çoğu, uzun bir süre çalışmaya devam etti, halen kalıntıları kimi zihinlerde devam ediyor.

28 Şubat dönemi sadece askerin içinde olduğu bir dönem olmadı. Başta medya olmak üzere,akademi,  hukuk, iş dünyası, meslek odaları, imtiyazlı dernekler kışkırtma işiyle meşguldü. Arka planda da ABD ve NATO vardı. Türkiye’de yapılan bütün darbelerin arkasında ABD ve NATO vardır. Mehmet Barlas, 16 Şubat 2022 tarihli köşe yazısında: “ En somut örnek ise NATO generallerinin, Türkiye bankalarındaki paraların paylaşımında 28 Şubat modeline destek olmalarıdır” der.

Yeni Şafak gazetesi’nin 15, Şubat 2022 tarihli kitap dergisinde,” 28 Şubat’ın gazabına uğrayan kitaplar” başlıklı yazı dikkatimi çekti.” Eve dönen kitaplar” bölümünde, 28 Şubat döneminde İstanbul Üniversitesi kütüphanelerindeki binlerce kitabın kaybolduğunu belirtiyor. Üzerlerinde Darülfünun ve İstanbul Üniversitesi mühürleri bulunan Fransızca, İngilizce, Arapça, Osmanlıca, Almanca, Farsça, Ermenice, Latince, bu çok kıymetli kitaplar önce hurdacılara sonra da sahaflara düşüyor. Bu kitapları büyük ölçüde kendi çaba ve takipleri sayesinde Prof.Dr. Hüseyin Hatemi, Prof.Dr. Fethi Gedikli ve Atatürk Kitaplığı’nın eski müdürlerinden Ramazan Minder kazandırıyor.

Kütüphaneye dönen Kitaplar. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Fethi Gedik li, Beyazıt civarındaki sahaflardan birinde İstanbul Üniversitesi kütüphanelerine ait yüzlerce kitabın satıldığını görür. Hoca anlatıyor: “ Bunların Kemal Alemdaroğlu’nun rektörlüğü döneminde deprem tehlikesi söz konusu edilerek, binalara yük bindirerek depreme dayanıklılığını zayıflattığı gerekçesi ile, enstitü, merkez gibi yerlerde bulunan kitapların tasfiyesi sonucu buraya geldiğini tespit ettim. İstanbul Üniversitesi’nin hemen her fakültesine ait kitaplardı bunlar ama içlerinde elbette Hukuk ve Edebiyat fakültelerinden çıkartılmış kitaplar da çoğunluktaydı. Bunun üzerine ne yaparım diye düşündüm. Emekli bir asker olan bir öğrencimizin sağladığı katkılarla Hukuk Fakültesi’ne ve emekli hocalarına ait olanlardan bir kısmını tekrar kütüphanemize kazandırdık.”

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin efsane hocalarından Prof.Dr.Hüseyin Hatemi, Kemal Alemdaroğlu’nun emriyle hocaların odalarından, anabilimdalı ve enstitütülerin kütüphanelerinden kitapların işe yaramaz oldukları gerekçesiyle bahçeye yığdıkları ve sonrasında bu kitapların bir kamyona yüklenip SEKA’ya gittiklerini söylüyor.Hoca devamında; Pazartesi günü her fakültedeki enstitü kütüphanelerinin tasfiyesi emri verildi. Profesör Schwarz’ın kurduğu Mukayeseli Hukuk, Ceza Hukuku, Milletlerarası Hukuk Fakültesi kütüphaneleri yağma edildi. Hukuk Fakültesi Merkez Kütüphanesi de kabul etmedi. Çünkü 1920’de vefat eden müderris Seydişehirli Mahmut Esad Bey’in burada duran çok değerli yazma ve basma kitaplarının tümünün de tasfiyesi için kesin emir verilmişti.

Abdülhamid’e hediye edilen kitaplar ve Prof.Dr. Ali Birinci’nin arşivi de kağıtçılardan çıktı. Birinci’nin arşivi tekrar Türk Tarih Kurumu arşivine kazandırıldı. Onun içindir ki bin bela 28 Şubat’ı gelecek nesillere iyi aktarmak lazım.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X