Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Ahlık

Köşe Yazısını Dinle

Ahilik, yüzyıllar boyunca İslam toplumunu farklı cephelerden etkilemiş, adalet, yardımseverlik, kardeşlik, cömertlik, dayanışma gibi erdemler üzerine kurulmuş, tasavvufi yönü ağır basan bir esnaf teşkilatıdır. Ahiler tarih boyunca sultanların, tarikat erlerinin, alp-gazilerin, seyyahların dikkatini çekmiş bir zümredir.

Ahiler, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı Devleti’nin ilk yüz elli yılında sosyal ve ekonomik hayatın şekillenmesinde büyük öneme sahipti. Ahiliğin kökenleri Arap, İran ve Türk toplumunda İslam öncesi döneme kadar uzanıyordu.

İslamiyet, farklı gruplar arasında yaygın olan yardımseverlik, kardeşlik ve cömertliği öne çıkarıp bu teşkilatlara Kur’an ve sünnete dayalı mümin kardeşliği anlayışını da dahil ederek yeniden şekil verdi. Hz. Peygamber’in (s.a.s.)”Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Hadis-i şerifi Ahi teşkilatı içerisindeki yardımlaşma ve dayanışmanın temelini meydana getiriyordu.

Ahi Evran ve Ahi Teşkilatının Kurulması

Orta Asya’da İslam dünyasında büyük tahribat meydana getiren ve pek çok insanın ölümüne neden olan Moğol istilası başlayınca İran, Azerbaycan ve Türkistan şehirlerinden pek çok esnaf ve sanatkar, Harezm, Horasan, Rey, Buhara ve Hoy gibi şehirlerden Anadolu’ya göç etmişti. Bazıları Ahi ünvanını taşıyordu. Bunlardan biri olan Ahi Evran, Anadolu’da Ahi zümrelerini organize ederek teşkilat haline getiren isim oldu. Daha sonra da Ahiliğin piri kabul edildi.

Bununla birlikte Anadolu’da Ahi ismiyle bilinen ilk kişi, 1216-1217 tarihlerinde Antalya’da yazılmış bir vakıfnamede adı geçen Ahi Eminüddin Mahmud b.Yusuf, ikincisi 1262-1263 tarihlerinde Divriği’de ölen Ahi Abdurrahman, üçüncüsü ise on üçüncü yüzyıl sonlarında Konya’da yaşayan Ahi Natur’dur. Yukarıda belirtildiği gibi Ahi Evran, Moğol istilası öncesinde Anadolu’ya gelerek Ahilik teşkilatının kurulmasında ve yapılandırılmasında en büyük paya sahipti.

Osmanlılar ve Ahiler

Ahiler, kuruluş yıllarından itibaren Osmanlı topraklarında da faaliyet göstermişti. Osman Gazi’nin kayınpederi ve beyliğin manevi kurucusu kabul edilen Şeyh Edebalı’nın kardeşi Ahi Şemseddin, Osman Gazi devrinin önde gelen Ahi reislerindendi. Orhan Gazi devrinde ise Ahi Şemseddin’in oğlu Ali Hasan’ın ismi daha ön plana çıktı.

Anadolu’nun kuzeyinde kurulan Çobanoğulları ve Candaroğulları beyliklerinin topraklarında ise  Ahi Şah Melik ve Ahi Şorve hayli aktif isimlerdi. Bu durum Osmanlıların kurulduğu Bitinya bölgesi ile onun devamı niteliğindeki Kuzey Anadolu topraklarında de yayıldıklarını, buralarda kurdukları zaviyelerde topluma hizmet ettiklerini göstermektedir.

Ahiler, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu coğrafya olan Söğüt, Eskişehir, Bilecik, Bursa, Sakarya, Geyve, Pamukova, Yalova, Mudurnu gibi yerlerde hayli aktif oldu. Daha başlangıcından itibaren zaviyeler kurmak, fetihlere katılmak, esnaf örgütlerini kontrol  altına tutmak ve nizam vermek  suretiyle devletin siyasi gelişiminde katkı sağladılar. Not: Daha geniş bilgi için- Prof.Dr.Haşim Şahin. Ahiler, Erdem Yay.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X