Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Batı kültürü ırkçıdır

Tanzimat’tan beri Avrupa’nın peşindeyiz. Tanzimat’tan sonra, tehlikelerle dolu bir dünyada pusulasızlık ve haritasızlık. Serseri bir tecessüsten başka bir yol arkadaşımız yoktur. Bir değerler anarşisi içindeydik. Çünkü bütün düşünce dünyamızı Avrupa’nın kavramlarıyla yoğunlaştırdık. Avrupa medeniydi, özgürdü, insan haklarına saygılıydı vs.

Birkaç gündür Hollanda’nın barbarlığını, faşizmini konuşuyoruz. Hollanda’nın atlarını, itlerini, kin ve nefretini. Bu kin ve nefret sadece Hollanda ile sınırlı değil, bütün Avrupa için geçerli. Bizdeki Batı muhipleri ağzını açıp tek bir kelime etmeseler de bu gerçeği ortadan kaldırmaz. Avrupa kibirli, küstah, çıkarcı ve zalimdir. Tarih buna şahitlik ediyor.

Bizim Avrupa’ya bir düşmanlığımız yok. AB’ye üyelik için ilk başvuran ülkelerdeniz. 54 yıldır kapılarında bekletmelerine rağmen bundan vazgeçmedik. Son birkaç yıldır Avrupa’nın bize yaklaşımı, muamelesi bize hiçbir zaman dost olmadıklarını ve olmayacaklarını tescil etmiş durumda. Avrupa güçten ve çıkardan anlar. Diğer bir ifadeyle Avrupa dün ne idiyse bugün de öyle. Avrupa geçmişte, Kristof Kolomb ve Macellan’la en büyük katliamlarını yaptı bugün de faşizmin ruhu Avrupa sokaklarında geziyor. Biz hâlâ Kolomb ve Macellan’ı kaşif olarak tanıyoruz.

Daha yirmi yıl evvel Srebrenitsa’da bir günde 8300 Boşnak katledildi. Katledilen Boşnaklar BM güvencesinde ve Hollandalı askerlerin koruması altındaydı. Önce silahları ellerinden alındı sonra Sırplara teslim edildiler. Katliamdan sonra Sırp ve Hollandalı subaylar kadehleri tokuşturarak bu zulmü kutladılar.

Sömürgecidir Avrupa. Servetinin, refahının, kültürel birikiminin altında yatan temel gerçek budur. Rönesans’tan, Aydınlanma’dan beri bilim ve kültürde odak oldu ama genlerinde çıkar, sömürü, küstahlık var ve hiç azalmadı. Sömürüyü bile çok teknik ve bilim ışığında yaptı. Önce Oryantalizm ile bir Doğu tahayyül etti. Olmayan bir Doğu, hayali bir Doğu. Kendisini bu Doğu’nun üstünde konumladı. Buna göre Doğu geriydi ve Batı kendisini ‘modernizatör’ olarak adlandırdı ve Doğu’yu modernleştirmek için üstüne yürüdü. Takriben üç yüz yıldır bu yalan devam ediyor ve biz de inanıyoruz.

Soğuk savaşta “öteki ideoloji” öne çıkmıştı, şimdi de ‘İslam ve Müslümanlık’. Türkiye’deki olumlu gelişmeler, dünya çapındaki büyük yatırımlar, siyaseten ‘ben de varım’ hamleleri Batı’nın uyuyan ırkçılık devini uyandırmıştır. Türkiye 2003 sonrasında yeni sömürgeciliğe, bağımlılık siyasetine itiraz etti ve güçlenerek çıktı Avrupa’nın karşısına. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz darbe girişiminde Avrupa’nın sessiz kalması bunun içindir. Avrupa için güçsüz bir Türkiye aynı zamanda güçsüz bir İslam dünyası demektir.

Avrupa’da yaşanan son olaylar, bizim Avrupa Birliği’ne, Avrupa Birliği’nin de bize göre olmadığı gerçeğini ortaya koydu. Kaldı ki Avrupa Birliği tamamlanmadan bitecektir. Son satırlar merhum Cemil Meriç’ten: “Bütün Kur’an’ları yaksak, Bütün camileri yıksak, Avrupa’nın gözünde Osmanlıyız; yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın. Avrupa bütün maddeciliğine rağmen Hırıstiyandır. Sağcısıyla, solcusuyla Hırıstiyan. Hırıstiyan için tek düşman biziz. Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X