Beşinci kol deyimi ile kastedilen nedir? En kısa tanımıyla beşinci kol faaliyeti demek, bir ülkenin içinde o ülkenin bazı seçilmiş ve özel amaçlarla yetiştirilmiş yurttaşları tarafından yönlendirilen BOZGUNCULUK faaliyetleridir. Temel hedef, ülkenin dış ve düşman ülke ya da ülkelerin çıkarları doğrultusunda istikrarsızlığa sürüklemesidir. Beşinci kol faaliyetleri içinde olanlar her türlü kalıba girerler. Beşinci kolun elindeki en güçlü silahı rüşvettir.
Rüşvet aracılığıyla beşinci kol her türlü yalan haberi yayar, mevcut sistemin aksayan ve kullanılamaz hale gelmiş yanlarını savunur, bu sistemin sağlam değerlerle değiştirilmesine karşı çıkar, bu yönde toplumu manipüle etmek için uğraşır. Yeni değerler üretemez hale getirilen ve kendine güven duygusunu yitirerek şaşkınlığa sürüklenen kitleler kolayca dış güçlerin yıkıcı ve bozguncu emellerine alet olurlar.(Türkiye’de bir zamanlar “ bizden adam olmaz” sözü çok yaygındı. Bu durum toplumun kendine olan güveninin ne derece sarsıldığını gösterir.)
Güven duygusunu yitirerek şaşkınlığa sürüklenen kitleler kolayca dış güçlerin yıkıcı ve bozguncu emellerine alet olurlar. Beşinci Kolun etkili olduğu ülkelerden biri Afganistan’dır. Afganistan’da başlatılan beşinci kol çalışmaları kısa bir süre sonra ülkenin işgal edilmesiyle noktalandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul ve Ankara’da yürütülen Nazi propagandaları Türkiye için geçmişten bir örnektir. Türkiye’de son zamanlarda yaşanan Gezi olayları, 17-25 Aralık ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi beşinci kol faaliyetlerinin en açık örnekleridir.
Beşinci Kolun en güçlü silahı rüşvet dedik. Rüşvet sadece paradan ibaret değildir. Rüşvet denince kısaca, hak edilmemiş her türlü imkâna sahip olmaktır. Rüşvetin tarihi çok eskidir. Tevrat’ta ve İncil’in Yeni Ahit bölümünde rüşvetten söz edilmiştir. I. Haçlı Seferi Türklere ve tüm İslam âlemine karşı Kudüs’ü kurtarmak amacıyla başlamıştı. Beş bin atlı, otuz beş bin piyade ve elli bir kadar başıbozuk silahlı köylü, 1096’da Bizans’ın Papa II. Urban’ın yaptığı çağrıyla bugünkü Belçika’nın Buyon şehrinden yola çıkarak Bizans’a gelmişlerdi. Ne var ki Bizans kendi çağırdığı Hırıstiyan ordusunun gerçekte din uğruna değil, çapulculuk amacıyla geldiğini anlayınca ordunun başındakilere yüklü rüşvetler verip bu çapulcuların İstanbul’da ve İznik’te konaklamalarını engelledi. Bizans sadece rüşvet vermekle yetinmedi, Haçlı ordularının komutanlarının kendilerinden rüşvet aldıklarını yaydı. Haçlılar Antakya kalesi’nin önüne geldiklerinde yaklaşan Büyük Selçuklu ordusundan kurulmak için kaleyi ele geçirmek zorundaydılar ve bunun için bir Müslümana rüşvet vererek kalenin kapılarını açtırdılar ve kaleyi ele geçirdiler.
Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasından bir süre önce Osmanlı bürokratları, o sıralarda yaygınlaşmış olan Yunan ve Bulgar beşinci kol faaliyetlerine karşı çıkabilmek için Fransız basınında etkili yazılar yayımlayan gazetelere ve dergilere rüşvet vermişlerdi. Bulgar ve Yunan beşinci kolu, Osmanlı’nın silahlanmasını engelleyebilmek için İstanbul’da yoğun bir gizli propaganda yürütmekteydi. Bu propagandaya göre Osmanlı boşuna silahlanıyordu. Batılılar, Osmanlı’yı yıkmak değil” “uygarlaştırmak” istiyorlardı! Demek ki tarih tekerrür ediyor. Beşinci kol faaliyetleri hiç bitmez hep devam edecektir.