Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bir Kitap Tanıtımı

Köşe Yazısını Dinle

Bu haftaki yazımda Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in “ Gençlerle Baş Başa” adlı kitabını tanıtmak istedim. Elimdeki nusha 77. Baskı. 1962 yılında bütün orta dereceli okul öğrencilerine  ve 19.08.2004 tarih ve3126 sayılı genelgesi ile orta öğretim kurumlarında okunması tavsiye edilen 100 temel eserden biridir. Kitabın ilk basım tarihi 1949 yılıdır.

Şimdi bu kitap basım aşamasına nasıl gelmiş Hocadan öğrenelim: “ Fransa’da talebeliğim zamanında Fransız bir arkadaşımla( Bu arkadaş Türk dostu ve Türkiye âşıkı Marcel Grisard’dır. İstanbul da Fransız konsolosluğunda ve Ankara’da Fransız sefaretinde memur olarak çalşmıştır. Türkçe ve Türkiye tarihi üzerinde ihtisas yapmış ve Türkçeden Fransızcaya bir cep lügatı yazmıştır.) beraber, bir yaz tatili geçirmek üzere yer ararken, Alplerin İsere nehri eteklerinde çam ormanları içine gömülmüş, Revel adlı bir köye düştük. Burası altı yüz metre kadar yükseklikte gâyet sâkin ve kenar bir yerdi. Pek hoşlandık ve bir pansiyon aradık. Mösyö Girard ismindeki Revel papazının evini gösterdiler. Kapıyı çaldık. Boynunda muska, şişmanca ve yaşlı bir kadın kapıyı açarak ne istediğimizi sordu. Talebeyiz, Paris’ten geliyoruz, bir müddet pansiyonda kalmak istiyoruz dedik. Memnuniyetle cevabını verdi. Fakat, beni hemen bir düşünce aldı. Kalacağımız yerin, yanı başımızdaki kiliseye ait vakıf bir bina olma sından başka, ev sahiplerimizin de kilisede vazifeli insanlar olduğunu bir an göz önüne getirdim. Başında gülüp sonunda ağlamaktan ise, hiç başlamamak hayırlıdır, diyerek kendimin Müslüman bir Türk olduğumu söyledim. Hayatını Alplerin bu tenha köşesinde geçirmiş olan koyu Katolik kadıncağız, bu sözüm üzerine durakladı ve ilave etti: O halde kardeşimle konuşmamız lazım dedi. Biraz sonra siyah cübbeli ve ak saçlı, gürbüz, altmışlık bir papaz bize doğru geldi ve “ Müslüman Türk hanginiz?” diye sordu. Kendimi takdim ettim. “ İyi ya, mademki ki Müslümansınız, o halde dinlisiniz, mesele yok. Bizim bu devirde düşmanımız, hangi milletten olursa olsun, dinliler değil, dinsizlerdir, buyurun misafirimiz olun.” dedi. Pansiyona yerleştik ve sonra öğrendik ki, bu olgun ve insan adam uzun seneler kolejlerde hocalık etmiş. Bir gün mutad konuşmalar esnasında Mösyö girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix- Marseille Üniversitesi rektörü meşhur terbiyeci ve ahlâkçı Jules Payot’un İrâde Terbiyesi adlı kitabı idi.”

Hoca, ertesi gün şehre iner ve kitabı alır, hemen okumaya başlar. Bir iki gün içinde kitabı okur ve Mösyö Girard’a teşekkür eder. Memnun plan Girard, vakit buldukça aşağıdaki eserleri okumasını tavsiye eder: fikri Çalışma ve İrade.- Öğrenme Sanatı- Fikri Çalışma- Fikri Çalışmayı Tanzim. Hoca, bu eserlere şunları da eder: Saadet( mutluluğu) Elde Etme- Saadetin(mutluluğun) Felsefesi- Saadet( mutluluk) İlmi- İrade Vasıtasıyla muvaffakiyet(başar)- karakter- mektep ve Karakter.

1943-1944 ders yılının başında Eminönü Halkevi idaresi Hocadan bir konferans vermesini ister. Hoca “Gençliğe Öğütlerim” başlıklı bir konferans verir.

Konferans alaka uyandırır ve dinleyicilerden birçoğu bu konferansı neşretmesini isterler. Sonuç olarak “Gençlerle Baş Başa” kitabı ortaya çıkar.

Kitap, gerçekten gençlerimizin istifade edeceği çok güzel bir eser. Bunu okuyup içselleştiren her genç, çok ciddi başarılara imza atar diye düşünüyorum.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X