Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Bu CHP’nin dünyada benzeri yoktur

2007’de Meclis Cumhurbaşkanı’nı seçecekti. Deniz Baykal CHP’nin Genel Başkanı. R.Tayip Erdoğan AK Parti Genel Başkanı. AK Parti’nin Meclis’teki sandalye sayısı 364. Birinci turda olmasa bile ikinci turda AK Parti’nin adayı kesin cumhurbaşkanı oluyor. Baykal her fırsatta Erdoğan’a “Sen Cumhurbaşkanı olmayacaksın” diyordu. Bir grup toplantısında Baykal öylesine yüksek bir sesle ve öyle hırçın bir  yüz ifadesiyle Erdoğan’a “sen Cumhurbaşkanı olmayacaksın “diyordu ki sanki birilerinden talimat almış gibiydi veya birilerine talimat veriyordu. AK Parti Abdullah Gül’ü aday gösterdi, 367 garabeti ortaya atıldı. CHP alel acele Anayasa Mahkemesi’ne gitti ve 367’yi kabul ettirdi. Erken seçime gidildi MHP’si Meclis’e girdi, AK Parti’nin adayına destek verdi Gül Cumhurbaşkanı oldu. CHP bu siyasi katliamı demokrasi adına, hukukçular hukuk adına yapmışlardı. Sonra Anayasa değişikliği yapıldı ve Cumhurbaşkanını doğrudan halk seçer hükmü geldi. Bugünlere işte böyle gelindi.

16 Nisan referandumunda 18 maddelik Anayasa değişikliği halkın % 51.5 desteğiyle hayata geçti. Bu süreçte CHP nasıl bir siyaset yürüttü. Bu süreç başlarken Kılıçdaroğlu “kanımızı dökmeden bu sistemi getiremezsiniz” demekle işe başladı. Sonra Anayasa Komisyonu’nda her çare denendi olmadı. 18 maddelik paket Meclis Genel Kurulu’nda görüşülürken yaşananlara ancak rezalet denir. Kavgalar, tehditler, ısırmalar, kürsü işgalleri, kürsüyü devirmeler, kendini kürsüde kelepçeleyen bile oldu. Bunların hepsi sözümona demokratik siyaset adına yapılıyordu. Ve değişiklik hükümleri Meclis’ten de geçti, 16 Nisan’da referandum kararı alındı.

Referandum propaganda dönemine bakarsanız ilk günlerde sanki CHP yoktu. Yani CHP çok sakindi. Kılıçdaroğlu ara sıra gaf yapıyordu ama o kadarına herkes razıydı. Kılıçdaroğlu ve kurmayları alttan alıyor kimseyi kızdırmamaya özen gösteriyorlardı. CHP’nin bu sakinliğini daha fazla sürdüremeyeceğine kodlarına döneceğine dair iddiaya girenler bile oldu. Sonra bir milletvekili çıktı denize dökeriz dedi bir başkası “evet” oyu verenlerin ahlaksızlığına karar verdi.

Süreç iyi işledi. Her şeyden önce CHP aldığı taktikle midir yoksa aldığı talimatla mı ilgilidir bilinmez muazzam yalanları ardı ardına devreye soktu. Öyle ki “evet” bloku yalanların yalan olduğunu ispata çalışırken yenileri devreye giriyordu. Belli ki bunca yalan ancak bir merkezde üretilebilirdi. Kılıçdaroğlu her gün sakin sakin yalanlarını ortaya atıyordu ve yalanlar bir nebze tutmuştu. Seçim günü geldi oylar kullanıldı ve sonuç “evet” oldu. Kılıçdaroğlu bu kez “bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız!” demeye başladı. Yani kodlarına döndü. CHP açık oy gizli tasnif seçim sistemi dışındaki bütün seçimlere itiraz etmiştir. Aldırmayın bu itirazlar yeni değil. Dünyada CHP’ye benzeyen bir siyasi parti var mıdır? Bana göre yok.

Kılıçdaroğlu 15 Temmuz işgaline de “kontrollü darbe” diyor. Bu terim yabancı değil, bunu başkaları da söylüyor. Referandum sonuçları Batı’nın da ayarını bozdu. NATO’nun bile. Batı 15 Temmuz’da şoka girdi 16 Nisan’da iyice ayarsızlaştı. Kılıçdaroğlu bundan böyle Batı’ya bakmasın, kendi halkı ile anlaşsın.

Anlaşmak meşakkatli bir iştir. Samimi niyet, fikri emek ve zihnen didinmeyi muciptir. Buna mukabil yanlış anlamak ya da anlamaya çalışmamak gayet kolay ve basittir. Biraz kötü niyet biraz cahillik fazlasıyla kâfidir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X