Amerika’yı bankerler sömürüyor Amerika da başka ulusları. ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, “Önlenemeyen finansal sömürü bizim içinde bulunduğumuz trajik durumun en temel nedenidir” demiş, ama o gün bugündür sömürü katlanarak devam etmiştir. Amerika’yı sömüren bankerler ABD yönetimlerini hizaya getiriyor ve dünyanın kaderiyle oyun böyle başlıyor.

Krizlerin biri bitmeden biri başlıyor. Irak’ta her gün yüzlerce insan teröre kurban olurken Suriye’de savaş patlıyor. Suriye’de katliamlar birbirini kovalarken buralara çözüm bulmak yerine şimdi de Katar krizi patladı. Bir el istediği zaman istediği yerde kriz yaratabiliyor. Tabii ki bu gizli el ABD’dir. ABD dünyanın patronu benim ve bütün ülkeler benim çıkarımı gözetmek zorundadır diyor. Velhasıl çivisi çıkmış bir dünyada yaşıyoruz.

Katar Krizi Neyin Habercisi  

Katar krizi, Tahran saldırısı, Mekke savaşlarına uzanan bir yol mudur? Bugün sıcak bir çatışma olmayabilir, hatta olmaz ama orta vadede coğrafya yeniden bölünecektir. Yüz yıl sonra Skay- Piccot yeniden devreye alınmıştır. Haritalar yıllar önce ABD’de çizilmiş basında yer almıştı. 11 Eylül sonrasında her türlü zulüm İslam coğrafyası için reva görülmüş ve görülmektedir. Orta vadede Suudi Arabistan’ın en az üçe bölüneceği planlarının yavaş yavaş hayata sokulduğu aşikârdır. Suud yönetimi bu gerçeklerin farkında olduğu için ABD’nin her dediğini harfiyen yerine getiriyor. Trump’ın ziyareti ile yapılan 300 milyar dolarlık silah alımı bu çaresizliğin sonucu. Ama Suud yönetimi ne yaparsa yapsın, ABD’nin tavrı değişmez. Çünkü arka planda İsrail var.

Deaş’ın Tahran’a Saldırısı

İran’a ve İsrail’e saldırmayan Deaş’ın aniden Tahran’a iki sembol hedef üzerinden saldırması Deaş’ın kimin yönettiği, terör örgütleri üzerinden hangi ülkelerin istihbarat operasyonları yürüttüğünü ortaya çıkarmıştır. Trump yönetiminden önce DEAŞ neden İran’a karşı herhangi bir saldırıda bulunmadı da şimdi bulunuyor? Dünyada terör örgütü üreten ve üretecek olan ülkeler bellidir. Bunların başında ABD, İngiltere ve İsrail başroldedir.

Körfez Ülkelerinin Korkusu

Körfez ülkelerini yönetenlerin bir tek korku ve endişeleri vardır: Kendi iktidarlarını muhafaza edebilmek. Dikkat edilirse bu iktidarların ortak düşmanı Müslüman Kardeşler’dir. Müslüman Kardeşler’in tarihi Ortadoğu devletlerinin tarihinden eskidir. İhvan 1928’de kurulmuş ve bu coğrafyada seçimle işbaşına gelmeyi esas alan ana gövde olarak hiçbir zaman teröre bulaşmamış bir harekettir. İhvan’ı terör grubuna sokan İsrail’dir. Suudi Arabistan’ın Katar’a verdiği beş maddelik yapılması gerekenler listesinde terör örgütü olarak kabul edilen gruplara destek verilmemesini içeriyor. Terör örgütü olarak Deaş ve El Kaide ile birlikte Müslüman Kardeşler de yer alıyor.

Katar’dan İran’a Yeni Bir Oyun

Bu gelişmelerin hiçbir tesadüfi  değildir. Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretiyle başlayan bu hareketlenme bugünün projesi değildir ve bu kadarla da sınırlı kalmayacaktır. Bu kirli oyunun altyapısı Sovyetler’in yıkılmasından sonra başlar ve İslam coğrafyasını haritadan silmeye yöneliktir. Tehlikeli ve korkunç olan da budur.