Evveliyatı var ama düğmeye basıldığı tarih Gezi olaylarıdır. Bugünlerin işareti net bir biçimde Gezi olaylarında başlar. Sonra 17-25 Aralık hukuk darbe girişimiyle devam eder ve nihayet 15 Temmuz’da Türkiye’yi işgal hareketiyle sonuçlanır. Gezi olaylarında başarılı olunsaydı, 17-25 Aralık olmayacaktı, 17-25 Aralık’ta başarılı olunsaydı 15 Temmuz denenmeyecekti.

Bütün bu mel’un olayların arkasında dış güçlerin varlığı inkâr edilemez bir netlik ve açıklıkta. Buna hâlâ inanmayanlar olabilir- ki var- o halde onların sorunu demekten başka yapacak bir şeyimiz yok. Ancak, bütün bu gelişmelerde sadece hükümeti sorumlu tutan ve öyle gösterenlerin kimileri şimdi Türkiye’nin dışında sığındıkları ülkelere hizmet veriyorlar. Ama bu kaçakları savunanlar içimizde.

Avrupa teröristlerin sığınağı haline geldi. Amerika terörist başı Fethullah Gülen’i Türkiye’ye iade etmemek için bin dereden su getiriyor. Oda yetmiyor Amerika, Türkiye’nin marka kuruluşlarına el atıyor. Önce Türk hava Yolları’nı zora sokacak kararlar aldı, şimdi yarım kalan Halkbank operasyonunu bitirmek istiyor. Burada kalacak mı Amerika, tabii ki hayır. 

Amerika’nın aykırı seslerinden Musevi asıllı Noam Chomsky’nin “Medya Denetimi” kitabına göre ABD’de görülmez bir diktatörlük vardır ve aslında bu durum birçok Avrupa ülkesi için de geçerlidir. Chomsky’ye göre Amerika’yı yönetenler (Başkan ve hükümet değil esas devlet) bir konuda karar verdiklerinde, mesela bir dış müdahale istediklerinde, medyanın karşı konulmaz büyüsünü kullanarak önce halkı bu konuda muhtelif metotlarla hazırlamaktadırlar.

Amerika’nın saldırmak istediği hedef (Saddam- İslamcı teröristler- Sandinistalar- şimdi İran- Suriye ve orta vadeli hedefleri Türkiye) önce halkın gözünde birer ‘Şeytan’a dönüştürülür. Bunu yapabilmek için medya aracılığıyla görünür propagandalar ya da psikolojik bilinçaltı telkinleri yapılır. ( Ramazan Kurtoğlu- Hollywood İşi- Asikitap)

Hedefte Türkiye var…

Gezi olayları esnasında, 17-25 Aralık kumpasında ve son olarak 15 Temmuz Türkiye’yi işgal girişiminde “müttefikimiz” olan ülkeler ortalıkta görünmediler bile. Biz ölüm kalım mücadelesi verirken onlar bize nasihat etmekle, ülke yönetiminin kararlarını aşırı bulmakla zamanı geçiştirdiler. Neden mi? Çünkü bütün bu olayların arkasında kendileri vardı. Amerika’sıyla, Avrupa’sıyla. Türkiye vatandaşı olan hiç kimse, siyasi görüşü ne olursa olsun bu gerçeği yok sayamaz, saymamalıdır da.

On yıllardır PKK’ya destek verenler de bu ülkelerdir. Terör örgütünden elde edilen silahlar en açık delildir. Amerika PYD’ye artık açıktan silah yardımı yapıyor ve gizlemiyor. Gerek Amerika, gerek Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığı bu referandum döneminde tavan yapmış durumda. Hedef Türkiye. Onlar güçlü bir Türkiye istemiyorlar ama bunu da açıkça söylemiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef gösteriyorlar bizim içerdeki zavallı Erdoğan karşıtları da bu zokayı yutuyor.

Ne olursa olsun. Türkiye bu badireyi geçiştirecektir. Referandum sonucu “evet” olursa Türkiye hızla ve dev adımlarla ilerlemesini sürdürecektir. Benim hiç kuşkum yok.