Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Kemik meselesi

Mevlana bir gün talebeleriyle  yürüyüşe çıkmış. Güzel bir havada Konya’ da bir dağın eteğinden geçerlerken alabildiğine geniş çimenlikte birbirleriyle oynayan enikleri gören talebesi hocası Mevlana’ya  dönerek “ Hocam ne güzel oynuyorlar” deyince, Mevlana: “ Bir kemik atın” der.

Talebe çantadan bir parça pirzolayı çıkarır eniklere atar. Kendi aralarında güzel güzel oynayan enikler pirzola parçasını görünce birbirlerine hırlamaya başlarlar. Mevlana talebelerine dönerek “İşte kavgaya başladılar” der.

Kavgaların, savaşların temelinde paylaşım yatar. İnsanoğlu avcılık döneminde birbiriyle gayet suhulet içindeyken tarım dönemine geçişle problemler doğmaya başlamıştı. Çünkü artık bir rekabet ve paylaşım başlamıştı.

Dünyada bugüne kadar çıkan savaşların tamamı çıkar sebebiyle olmuştur. Din sebebine dayalı savaş olmamıştır.

İnsanlar arasındaki kavgaların neredeyse temel sebebi çıkar, menfaattir. Bireyler , aile ve toplum içindeki geçimsizlik, sürtüşme, huzursuzluğu yaratan temel etken de budur. Sadece bunlara kılıf uydurulur. Medeni, barbar, din, demokrasi gibi.

Dünyada şahit olduğumuz ve olamadığımız bütün didişmelerin, savaşların tek sebebi çıkar iken, bunu kamufle eden araçlar da din, demokrasi, gelişmişlik, geri kalmışlık olarak ileri sürülmüştür.

En yakın örnek içinde yaşadığımız Suriye gerçeğidir. Bunca yıl bunca kan dökülürken, insanlar evlerinden yurtlarından edilirken, kendilerini medeni, demokrat, insana saygılı olarak tanıtan ülkelerin kılı dahi kıpırdamıyor.

Ne zaman ki sığınmacıların kendi topraklarına geçme ihtimali belirirken tedirginlikleri de artmış,zalim ve barbarlıkları iyot gibi ortaya çıkmıştır.

Şimdilerde Avrupa ülkeleri hop oturuyor hop kalkıyor. Dertleri kendi ülkelerine yabancıların girmelerine mani olabilmek. Niçin? Ellerindeki zenginliğin bir kırıntısını dahi paylaşmak istemiyorlar.

Oysa biz; üç yüz yıldır Batı’nın üstünlüğünü, zenginliğini, insan haklarına karşı duyarlılığını, uygarlığını hararetle ballandırarak, hayranlıkla insanımıza nesilden nesile  aktardık. Ve sonunda biz de biraz Batılı olduk.

Tarihi gerçekleri anlamadan okumadan Batı’nın üstünlüğünü kabul ettik ve altında ezildik. Şimdi kel göründü. Batı’nın ne denli çıkarcı olduğunu, ikili oynadığını, insaf ve merhametten uzak olduğunu görenlerimiz gördü. Görmeyenlere bir sözümüz yok.

İşte medeniyetin beşiği kabul edilen Yunanistan. İnsana bu kadar değer vermeyen, insan yüklü botları denize batıran, çocukların boğulmasın seyreden Yunanistan.

Merhum Erbakan Hoca;” Batı paradan ve güçten anlar” diyordu. Evet Batı bu. Tıpkı yalanlar üzerine bina edilen Yunan medeniyeti gibi sahte çıkarcı ve insafsız. 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X