Son zamanlarda Gezi olaylarını yeniden ülkenin gündemine sokmak isteyenler, görsel ve basılı medyada “örtülü haber ve yazılar”la işaret vermeye başladılar.
Dışarıda olanların içeride, içeride olanların dışarıda muhakkak bir karşılığı olduğunu bilmeliyiz. Artık büyük savaşların çağı geride kaldı. Küresel ekonomi buna izin vermez. Bunun yerine lokal savaşlar sürdürülüyor. Bir de ülkelerin iç karışıklıkları küresel ekonominin beslendiği alan oluyor.
Fransa’da sarı yelekliler ortalığı kasıp kavurdu. Ortaya çıkış gerekçeleri akaryakıt zammını protesto etmekti. Sonradan bu talebin yanında yüz küsur talep daha ilave etmişler. Bizdeki Gezi olaylarıyla nasıl örtüşüyor.
Bu gibi meselelere bağımsız bakamayanlar, çeşitli yorumlar getiriyor. Ancak getirilen yorumların hiçbiri olayın özüne değinmiyor, değinemiyor. Burada üzerinde durulması gereken, bağımsız bakışın olmayışındaki nedenlerdir.
Fransa’da sarı yeleklilerin ortalığı kırıp dökmesi bizde kimilerini heyecanlandırdı, bundan esinlenerek ülkemizde de yeniden bir Gezi kalkışması için “ örtülü” yazılara başladılar. Burada soru şu: Bunları kim besliyor?
Kaşıkçı cinayeti
Cemal Kaşıkçı cinayeti, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin genç kuşak yöneticilerinin bölgede yeni bir siyaseti inşa etme çabalarının sonucudur. Zenginliğin verdiği şımarıklık ve ruhsuzluk içinde yüzen bu genç prensler gücü tamamen ellerine geçirmek istiyorlar.
Prenslerin arkasında ABD ve İsrail’in olduğu açıktır. Kaşıkçı cinayetinin ABD tarafından örtbas edilmek istenmesini başka türlü izah edemeyiz. Ancak örtbas etmek hiç de kolay olmayacak. Ama Suudi Veliaht Prens Selman’ı dünyaya şirin gösterme çabaları boşa gitti. Bundan sonra olay nasıl gelişir bilinmez ancak genç prenslerin bölgede yeni siyaset inşası çökmüştür. Bunun kahramanı Türkiye’dir.
Bu genç şımarık prenslerin bölgede inşa etmek istedikleri siyasetin hedefinde Türkiye vardır. Türkiye de bunun farkındadır.
Türkiye, Kaşıkçı cinayetinin açığa çıkarılmasında rolü olan tek ülkedir. Cinayet tasarlanarak İstanbul’da işlenmiştir.Türkiye, cinayetin ortaya çıkarılması ve uluslararası kamuoyunda duyulmasında mükemmel bir istihbarat ve diploması yürütmüştür. Varılan sonuç itibarıyla, Türkiye’nin son yıllardaki en büyük istihbarat ve dış politika başarısıdır.
Çok uzun zamandır ülke olarak bu gibi başarılara muhtaçtık. Bundan böyle uluslararası camiada Türkiye’nin yeri çok daha farklı olacaktır. Ama içeride ve dışarıdaki düşmanlar da her daim olacaktır.