Başkan Muhsin Yazıcıoğlu, aramızdan ayrılalı 9 yıl oldu. Türkiye siyaset tarihi yazılırken en önemli başlık-lardan biri “Muhsin Yazıcıoğlu ve Türk Siyaseti”dir. Zira siyasette onun oturduğu yer milletin yanı, Anadolu’nun bin yıllık tarihinden süzülen değerler dünyasıdır.

Uzun yıllar Mamak zindanlarında işkence gördü, idamla yargılandı. 12 Eylül askeri darbeyi yapan “ Beşli Konsey”e, 12 Eylül rejimine ve cuntanın işbirlikçilerine meydan okumuştu. 12 Eylül darbesinin gelmekte olduğunu görmüş ve arkadaşlarına,” Türkiye hızla, ABD ve NATO planlı bir darbeye götürülü yor” değerlendirmesinde bulunmuştu.

1977-1980 yılları arasında milletimizi derinden sarsan Malatya, Sivas, Kahramanmaraş, Çorum vb. yerlerde çıkan olayların birer provakasyon olduğunu, bu provakatif olayların, Türkiye’yi iç savaşa sürüklemek isteyen yabancı istihbarat ile, ajan diplomatların( CİA elemanları- Barış Gönüllüleri) işi olduğunu ısrarla vurguluyordu.

O hiçbir zaman ve hiçbir güce boyun eğmedi. Onun için asıl olan millet ve vatandı. Gerisi teferruattı. 12 Eylül sürecini takip eden” 1993 Örtülü Darbe”sinde, bu sürecin devamı olan “28 Şubat” ve sonrasında yine demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkarak, Türk demokrasisi ve siyasi tarihine “yiğit bir lider”, gerçek bir “siyaset ve devlet adamı” olarak geçmiştir.

Statükocularla, ordu içindeki mezhepçi sol cuntaların otoriter BAAS’çı zihniyete sahip bir askeri darbe yapıp yönetime el koymaya çalıştıkları karanlık 28 Şubat sürecinde, “ namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam” diyerek milli irade ve demokrasi karşıtlarına dikilmiş, demokratik sisteme sahip çıkmıştı.

Patronlar kulübü “Tüsiad!”ın da içinde yer aldığı “Beşli Çete” denilen, Genelkurmay karargâhı ile irtibatlı “sivil ihtilal kuvvetlerinin” ve ordu içindeki mezhepçi cuntaların anti demokratik baskıları nedeniyle ancak 11 ay sürebilen Refah-Yol hükümetinin ve her kesimin darbeyi konuştuğu “asker yönetime el koyacak” dediği 1997 Haziran’ında “Türkiye İran olmayacak, Cezayir olmayacak ama Suriye olmasına da biz asla izin vermeyeceğiz” diyerek Türkiye’de kurulan etnikçi, mezhepçi tezgâhı ifşa ediyordu.

Yazıcıoğlu terör örgütü PKK’nın arkasında ABD, İsrail ve AB ülkeleri olduğunu, PKK’nın stratejik bir maşa olduğunu “Çekiç Güç” adlı gizli ve karanlık gücün Türkiye’yi bölmekten başka bir düşüncesinin ve varlık sebebinin olmadığını üstüne basa basa vurguluyordu.

Merhumun hayatını, karakterini, inancını ortaya koyan ve kendini özetleyen en güzel sözü: “ Haksız bir dava uğruna sultanlık yapacağıma, gerekirse haklı davada tek başıma yürürüm!” Cenabı Mevla makamını cennet etsin.

Kitap öneri: Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı- Hakkı Özmen- Akçağ Yay.