Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Oryantalist çalışmalar

Yıl 1311 Papa vIII. Bonifazio Tunus’ta “Şark Dillerini Öğrenme Enstitüsü’nün kurulması emrini verdi. Bu enstitünün amacı, Türklerin dilleri, dinleri, âdetleri, gelenek ve göreneklerini öğrenmek. Zayıf ve kuvvetli yönlerini öğrenerek zaaflarını tespit etmek. Bu zaaflar ve zafiyetler üzerinden tespit edecekleri strateji, politika, taktik ile inşa edecekleri yol üzerinden Türk coğrafyasında rahat bir çalışma ortamı sağlamayı hedeflemişlerdir.

21 Nisan 1821 tarihinde Patrikhane’nin kapısında asılan istihbaratçı Papaz Geregorius’un yakalanan mektuplarında da Türklerle baş edebilmek için yapılması gerekenler sıralamasına baktığınızda şunları söyler: “  Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak; mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu özellikleri dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına büyüklerine itaat duygularından gelir.

Türkler zekidirler. Kendilerini doğru yola sevk edecek liderleri olduğunda da daha çalışkandırlar.  Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve bağlılık duyguları; gelenek- lerine olan bağlılıklarından ve ahlaklarının kuvvetinden gelir. Türkleri yıkmak için önce bağlılık duygularını kırmak ve manevi bağlarını parçalamak gerekir. Bunun da en kısa yolu milli ve manevi değerlerine uymayan, yabancı fikir ve davranışlara onları alıştırmaktır.

Türkler, dış yardım kabul etmezler. Haysiyet duyguları, buna engeldir. Eğer geçici bir süre görünürde kuvvet ve kudretleri varsa da, Türkler muhakkak dış yardıma alıştırılmalıdırlar. Maneviyatları sarsıldığı gün Türkleri kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve güçlü kuvvetler önünde zafere götürecek asıl kudretleri sarsılacak ve o zaman Türkleri yıkmak mümkün olabilecektir.

Bu satırları okuduysanız biraz düşünün. Siyasetten ekonomiye, eğitimden bilime, aile hayatımızdan günlük yaşamımıza kadar geniş bir yelpazede analiz yapın. Son üç beş yılda bu ülkenin maruz kaldığı saldırıları, iç ve dış baskıları önyargısız sadece doğruyu görebilmek için araştırın. Bizler önce tarihimizi öğrenmek zorundayız. Bu coğrafyada bir arslan medeniyetini kurmuşuz. Ama, Cemil Meriç’in ifadesiyle ‘bir arslan medeniyeti, bir tilki uygarlığı’na yenildi.

Ahmet Cevdet Paşa’nın “insanlığın son adasıdır” dediği Osmanlı medeniyeti, Cemil Meriç’in tilki uygarlığı diye nitelediği Batı uygarlığı, özellikle de bu tilki uygarlığının en tilki üyesi ve patronu Britanya İmparatorluğu tarafından önce vesayet altına alındı, sonra tasfiye oldu.

Tilki uygarlığında oyun çok ve bitmiyor. Her seferinde başka bir oyunla sahneye çıkıyorlar. Şimdilerde bir “İslamafobi- İslam terörü” kurnzlığıyla kumpaslar kurma peşindeler. İslamafobi söylemi ileride Türkofobi olarak karşımıza çıkacaktır.

Oyun çok açık. İslam terörü dedikleri kendi kurdukları/ sebep oldukları bir iki grup terör örgütü. Bunlar da Müslümanları katlediyorlar. Tilki uygarlığı terörü devlet eliyle yapıyor. Şöyle bir göz atalım; “İslamcı terörden” telef olan insanların sayısı ile ABD’nin müdahalesiyle telef olan insanların sayısına bakalım, hangisi daha fazla? İsrail ve diğer Avrupa ülkelerini saymıyorum. Tilki uygarlığının terörü devlet terörüdür. Bunu böyle bilelim.    

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X