Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Posta ile Gelen Kitap

Kütüphanemde çalışıyordum. Hanım elinde bir zarfla içeri girdi, bu sana gelmiş diyerek elindeki  biraz büyükçe ve dolgun olan zarfı uzattı; zarfı aldım açtım bir kitap. Gönderen, 25-26 dönem Bursa milletvekili  dostum Dr. Ceyhun İrgil.

“Bursa’dan Kore’ye 80 yıllık öykü” adını taşıyan kitap, Kore Savaşı muharip gazisi Necdet Yazıcıoğlu’nun hatıratı. Önsözü Dr. Ceyhun İrgil yazmış. Bir çırpıda okudum. ‘ Trendeki Alman konsolosunun kehaneti’ başlığı altındaki bölüm dikkatimi çekti. Yazar, Erzurum’dan Ankara’ya gitmek üzere bindiği trende, çok şık, gri pardösülü, kaliteli kumaştan siyah elbise ve fötr şapkası, elinde diplomatların taşıdığı çantasıyla kompartımana binen birinden söz ediyor. Bu kişi Alman başkonsolos yardımcısı, yani ikinci konsolos. Tarih ile ilgili bir not düşülmemiş herhalde 70’li yıllar olsa gerek.

On yıldır bu görevi yürüttüğünü söyleyen konsolos, yazara dönerek:” Sen askersin. Fizik yapın, duruşun,bakışların mesleğine karşı duyarlı olduğunu gösteriyor; Bundan dolayı içimde olan ve beni içten içe üzen çok önemli, belki de sizin de bildiğiniz ama yeteri kadar detayına inmediğiniz bazı siyasi durumları, Türk insanlarını ve ülkenizi çok sevdiğim için hatırlatmak istiyorum. Eğer müsaade ederseniz. Bir sessizlikten sonra “ müsaadenizle” deyip anlatmaya başlıyor:

“Zaman zaman Almanya’ya gitsem bile on yıldır buradayım. Türkiye dünyanın en güzel ülkelerinden biri. Bu ülkeyi ve yardımsever halkını çok seviyorum. Kurtuluş Savaşından sonra çok hızlı bir kalkınma ve gelişme göstermenize rağmen son dönemlerde bilgi ve teknolojide Batı’ya göre gerilemeye başladınız. Açıkçası yeteri kadar çalışmıyorsunuz. Böyle giderse, biliyorsunuz Amerika’nın Ortadoğu’da yüz yıllık planları var. 1. Dünya Savaşında Osmanlı, Ortadoğu ve Arap ülkelerini kaybedince, İngilizlerin işgalinde olan Filistin bölgesinde 2000 yıldır vatanı olmayan ve çeşitli ülkelerde yaşayan İsraillilerin, ABD’ nin desteğiyle Arapların arazilerini satın almaları için o tarihte çok aktif olan Golda Meir’e tüm dünyaya hücrelerinden büyük para yardımları yapılarak, 1948 yılında savaştan sonra sahip olduğu bu topraklarda İsrail bağımsızlığını dünyaya ilan etti. Bu ülkeyi önce ABD ve arkasından Türkiye tanıdı. O tarihten beri kuru bir çöl olan o topraklarda İsrail, tembel Arapların yapamadığını yaparak kısa bir süre içinde mümbit mükemmel  bir yer haline getirdiler. Belki 50 belki de 100 yıl sonra kesin tarih veremem ama Amerika’nın Ortadoğu’yu şekillendirme ve İsrail’i Ortadoğu nun en büyük devleti haline getirme planlarını devreye sokacaktır. Önce Irak işgal edilecek, Cumhuriyetin kuruluşundan beri  zaman zaman isyan eden Kürtler başarılı olamayacak, Sonra ABD’nin yaptığı plan gereği Suriye’de iç savaş olacak. Ve ABD’nin yardımı ile Suriye’nin kuzeyinde Türk sınırlarında bir Kürt devleti kuracak. Arapların arsına sokacağı farklı mezhep savaşları onları yıpratırken, İsrail daha da güçlenecek. Güney sınırınızda kurulan Kürt devletini İsrail tanıyacak. Çok güçlenen İsrail, birbirleriyle çatışan Arapları, Ürdün, Suriye ve sınırınızda bulunan uydu devletleri ele geçirerek sizinle sınır komşusu olduğunda işte o tarihte İsrail’in seviyesinde ve daha güçlü olmazsanız Tevrat’ın ifadesine göre Nil’den Dicle’ye kadar “ vaad edilmiş toprakları” ele geçirmesi uzak bir ihtimal değil. Umarım yanılırım” deyip kesti.

O tarihte bu konuşma çok ilginç ve düşündürücüydü, ama inandırıcı değildi. Bugün o konuşmayı hatırlayınca sanki bu günleri tarif etmiş. Diye bitiriyor yazar. İşin garibi yazarın o gün inandırıcı bulmadığını maalesef bugün dahi inandırıcı bulmayan öyle çok kör ve sağır insan var ki. Bunların çoğu ABD’nin kayığına binmek için sıraya girmişler.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X