Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Ramazan iftar ayı değil, oruç ayıdır

Oruç bizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi bize de farz kılınmıştır. Ramazan ayının faziletleri saymakla bitmez ama bu yazının konusu değildir. Bizim için ramazan ayını en anlamlı kılan husus Kur’an’ı Kerim’in bu ay içinde nazil olmaya başlamasıdır.İlk Vahiy( sözlü bildirim) bu ay içinde Hz. Peygambere gelmiştir. İslam’da en büyük ibadet Kur’an’ı anlayarak okumak ve onu hayata tatbik etmektir.

İslam dünyası bu gerçeği kavrayamamış, kendi değerleri üzerine bir medeniyet inşa edememiştir. Bunun sonucu da ortada. İslam dünyası itilen, kakılan, ciddiye alınmayan, dövülen, parçalanan kan ve göz yaşından kurtulamayan bir vaziyettedir.

Çağımızda her şey ticarileşti, imaj oldu. Bilhassa bu çağda insan, yaşarken bir yön göstericiye ihtiyaç duyar. Bu, hem içten( vesveseler,arzular) hem de dıştan kaynaklı ayartıcıları kontrol altına almak için gereklidir.

Olumlu anlam yüklediğimiz özgür bir “ben’in, başkasına tahakküm eden bir bencile dönüşmesi, insanın tarihinde kendini gösteren önemli hastalıklardan biridir. Zira ‘ben’likler, bencil tutkulara elverişli bir halde yaratılmıştır. Mademki “Nefisler kıskançlığa ve bencil tutkulara elverişli kılınmıştır”, o zaman bu bencil tutkuların esaretinden insanı kurtarıp denge/ adalet varlığı yapacak yönlendirmelere ihtiyaç vardır. İşte ramazan ayı bunları hatırlamamıza vesile olacak aydır. Nedir bunlar?

Kısaca söyleyecek olursak insan:  Cimriliğini dikkate alarak infaka yönlendiren, Zalimliğini dikkate alarak merhamete yönlendiren, kayırmacılığa yatkınlığını dikkate alarak adalete yönlendiren, zayıf yaratıldığı için yükünü hafifleten, inkar ve isyanın yaratacağı kaosa karşı sürekli caydırıcı haberler veren, unutmaya yakın olduğu için kendisine sürekli hatırlatan bir varlığa muhtaçtır.

Kur’an, bu doğru rotaya çağıranlara münadi adını vermektedir. Bu çağrıcı; bazen vicdan, bazen akıl, bazen ilahi kitap, bazen nebevi bir yönlendirmedir. Bunların her biri bir rahmet ve lütuftur. Ramazan ayı böyle bir iklimin içine girmeyi  kolaylaştırır vesile olur.   

Ama gel gelelim bizler bunlardan uzak bir Ramazan ayı anlayışı içinde debelenip duruyoruz. Bizim için Ramazan ayı sadece günün belli saatlerinde yeme ve içmeden uzak kalarak, iftar ve teravih namazından ibaret hale getirilmiştir.

Belediyeler ve İftarlar          

 Bu yıl şahit olduğum bir uygulama beni sevindiriyor. Büyükşehir Belediyesi, Osmangazi ve Yıldırım Belediyeleri iftar verme konusunda çok dikkatliler. Belediyece iftar verme nerdeyse tamamen kalktı. Daha evvelki yıllarda dernekler, spor kulüpleri, muhtarlar sandalye, masa, yemekler belediyeden olmak üzere kendi adlarında iftarlar düzenlerlerdi. Ayrıca belediyeler nerdeyse her akşam birkaç değişik yerde iftar programları yapardı.Şimdi bunların hepsi kalktı.  

Bu yıl bunu ilk başlatan Yıldırım belediyesinin yeni başkan ve yönetimi oldu. Osmangazi belediyesi bildim bileli bu konularda çok hassas davranmıştır. Büyükşehir de eski alışkanlığını terk etti. 

Bütün başkanları kutluyorum. Ramazan ayı iftar ayı değil kendimize çeki düzen verme, kötülüklerden arınma, infak etme ve empati kurabilmeyi öğrenmenin ayıdır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X