Suriye’de olaylar patladığında her kafadan çeşitli yorumlar geliyordu. Olaylar iç savaşa döndü, insanlar canlarını kurtarmak için Suriye’yi, ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar ve milyonlarca insan Türkiye’ye, Ürdün’e ve başka ülkelere kaçtılar. Yüz binlerce insan canından oldu.
Bu vahşetin hâlâ sürüyor olması insanlığın düştüğü seviyeyi gösteriyor.
İç savaşın kızıştığı, göç hareketlerinin yoğunlaştığı o devirde Türkiye, BM’ye “Siviller için Suriye’de güvenli bölge kurulmalı” diyordu.
Ancak Türkiye’nin bu önerisini ne BM, ne ABD ne de AB ülkeleri dikkate almadılar. Türkiye’nin önerisi dikkate alınmadı çünkü bütün emperyal güçlerin ve İsrail’in çıkar hesaplarına ters düşüyordu.
Yüz binlerce insanın ölmesi, milyonlarca insanın ülkeyi terk etmesi bu hesapların sonucuydu. Emperyal güçlerin hesapları bitmiş değil, devam ediyor.
Trump’ın Suriye ile ilgili yeni çıkışı oldu. Trump’ın bu çıkışı tamamen kendi iktidarına yöneliktir. Şu anda Trump, iktidarını güçlendirme peşinde.
Ama ne olursa olsun söyledikleriyle amel edecekse bu durum, Suriye için nispeten bir rahatlama getirir.
Trump’ın Suriye politikasında geldiği nokta Türkiye’nin başından beri savunduğu noktadır.
Beyaz Saray, Türkiye’nin başından beri savunduğu “Siviller için Suriye’de güvenli bölge kurulmalı” noktasına gelmiş oldu.
En azından şimdilik diyelim. ABD Savunma Bakanı Mattis, “Uçuşa yasak bölge gibi askeri seçenekler değerlendiriliyor” dedi.
Beşar Esad’ın 4 Nisan’da kimyasal saldırısıyla yüze yakın sivilin ölmesi yeni Suriye politikalarını gündeme getirmiş oldu.
Bu hazin hadiseden sonra ABD rejime ait Şayrat üssünü vurdu ardından ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden “güvenli bölge” açıklaması geldi. Ancak şimdilik bir açıklamadan ibaret olan bu seçenek hayata geçer mi, veya nasıl geçer zamanın meselesi.
Diğer önemli bir husus da, Esad’ın geleceği ile ilgili. Bugüne kadar Esat’sız bir Suriye’yi düşünmek istemeyen ABD ve AB, artık Esad’ın geleceğini ele almaya başladı.
Rusya Esad’ın iktidarını kendi çıkarı için savunuyor görünüyor. Rusya için önemli olan kendi çıkarı ve bu çıkarı garanti edildiği takdirde Esad’dan vazgeçeceği herkesin malumu.
İşin doğrusu emperyal güçlerin hiçbiri için ne Esad, ne Suriye halkının bir değeri yoktur.
Onlar için asıl olan kendi çıkarlarıdır. Aksi olsaydı bu kadar insanın çocukların, kadınların, yaşlıların katline, milyonlarca insanın ülkeyi terk etmelerine müsaade etmezlerdi.
Son gelişmeler ışığında ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Moskova’da Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’la görüştü. ABD’den görüşme öncesinde Tillerson’un “Rusya’nın Şam rejimine desteğini ve Esad’ın geleceğini ele alacağı” açıklandı. Rusya’dan “iki bakan uçuşa yasak bölge oluşturmasını ele alacak” denildi.
Türkiye bütün bu gelişmeleri dikkatle takip ediyor. Türkiye öncelikle müttefiklerine güvenemiyor ve Türkiye güvenmeme konusunda çok haklı.
Türkiye bundan sonraki gelişmelerde çok daha rahat ve daha emin bir şekilde bölgeye yönelik politikaları hayata geçirebilecektir.