Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün’ün bir komşu ülkeye yaptığı resmi ziyaretin hayli gergin geçen müzakere aşaması bitmişti. Akşam yemeği daha rahat ve resmi olmayan bir ortam içinde geçiyordu. Ökçün, muhatabına “Müsaade ederseniz size aklıma takılan bir soruyu sormak istiyorum” dedikten sonra şöyle devam etti: “Suudi Arabistan, Amerika’yla yakın ilişkiler içinde olan ve dış politikasını büyük ölçüde Amerika’nın beklentileri doğrultusunda yönlendiren bir ülke. Siz ise Sovyetler Birliği’ne yakın politikalar izliyorsunuz. Böyle bir ortamda nasıl oluyor da Suudi Arabistan size yılda yaklaşık iki milyar dolarlık yardım yapıyor?”

Muhatabın biraz da şaka süsü vererek verdiği cevap ilginçti:

“Onlar bize dolar ihraç etmezse biz onlara terör ihraç ederiz.” Her şakanın ardında bir gerçek gizlidir derler. Gündüz Ökçün’e o seyahatte refakat eden diplomatlar, ne zaman bazı ülkelerin teröre destek olduğu yolunda haberler çıksa bu konuşmayı hatırlamışlardır. (Onur Öymen. Arka Plan- Remzi Kitabevi.)

O tarihlerde PKK terör örgütü henüz eylemlerine başlamamıştı ancak, ASALA Ermeni  terör örgütü 1975 yılında Türk diplomatlarına yönelik eylemlerine başlamıştı. Onlar bitti ve 1984 yılında PKK terör örgütü ortaya çıktı.

Ortadoğu’da ve dünyanın değişik bölgelerinde bazı devletlerin veya çoğu bu gibi devletlere bağlı grupların terör örgütlerine nasıl destek verdikleri biliniyor. Ayrıca terör örgütlerinin birbirine nasıl destek verdikleri de bilgi dahilinde. Bu destekler çoğunlukla terör örgütlerine silah, mali yardım veya eğitim kampları sağlamak şeklinde oluyor.

Günümüzde ülkelerin terör örgütlerine yaptıkları yardımlar aleni hal almıştır. ABD’nin PKK/ YPG’ye binlerce tır silah, milyonlarca dolar para yardımında olduğu gibi. ABD, dünyanın gözüne baka baka  ve pervasızca bunu yapıyor. Asala Ermenistan tarafından desteklenmiş, öldürülen Asala teröristleri için bir de anıt dikmiştir.

Türkiye, PKK terör örgütünün komşu ülkeler tarafından nasıl desteklendiği veya himaye gördüğü konusunda ciddi bilgi ve kanıtlara sahiptir. Örneğin bir Yunan Parlamento Heyeti’nin Şam’da Öcalan’ı ziyaretiyle ilgili olarak, elde inkâr edilemeyecek belgeler  ve fotoğraflar var. PKK’nın Kıbrıs Rum Kesimiyle de yakın ilişkiler içinde olduğu biliniyordu. Yakalanmadan önce Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Yunanistan büyük elçiliğinde saklanan Öcalan’ın cebinde bir Kıbrıs Rum pasaportu bulunuyordu.

Kıbrıs Rum Kesimi şimdi AB üyesi. Hem Annan Planına uymadı, hem de çeşitli karanlık işlerin döndüğü biliniyor olmasına rağmen. Avrupa ikiyüzlü değil, birkaç yüzlüdür. Ben Batı’nın demokrasi, insan hakları, hukuk gibi laflarına güvenmeyi bırakın inanmıyorum. Batı, Avrupa çıkarcıdır, sömürücüdür ve bütün kavramlara işine geldiği gibi yön verir takla attırır.

Sonuç olarak söylemek istediğim şu ki, körü körüne Batı hayranlığı bizi üç yüz yıldır oyalamıştır. Özellikle Avrupa tarihini iyi tahlil etmemiz lazım. Tabii ki önce okumak. Her geçen gün başta ABD olmak üzere Avrupa’nın yani bütün olarak Batı’nın çıkarcılığı, çok yüzlülüğü meydana çıkıyor. Daha kim bilir neler göreceğiz.