Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” bu satırlar yazılırken yirminci gününe girmişti. Ben bu yürüyüş projesinin üst aklıyla, mihraklarıyla, siyasi hesaplarıyla ilgili değilim. En azından bu yazıda bunlara değinmeyeceğim. Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama adına “Adalet Yürüyüşü” denen bu projenin ne gerekçesinde, ne söyleminde adalete yer verilmiyor. Yürüyüşün gerekçesinde casusluktan 25 yıl hüküm giyen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu var. Bahanesi de diyebiliriz. Üstelik mahkeme süreci bitmiş değil, dosya Yargıtay’da. Kılıçdaroğlu’nda bu telaş niye?
Kılıçdaroğlu yirmi gündür yürüyor. Bu yirmi gün içinde adalet adına Kılıçdaroğlu’ndan somut bir eleştiri ve somut bir öneri duymadık. Gezi olaylarından bu yana benim dikkatimi çeken en önemli husus şu. ABD’ye yönelik hiçbir slogan atılmıyor. Oysa Türk solu ABD karşıtıdır diyebiliriz. CHP’yi de öyle bilirdik. Ama ne Gezi olaylarında ne “Adalet Yürüyüşü”nde ABD’ye yönelik tık yok. O ABD ki içeride ve dışarıda Türkiye’nin aleyhine hareket eden terör örgütlerinin kurucusu ve hamisi. Yoksa hâlâ bunun farkında değil misiniz? Bu yürüyüş hayra alamet bir yürüyüş değil. Biraz Gezi’yi hatırlatıyor. Hani şu dört ağacın bahane edildiği olaylar.
ABD’NİN OYUNLARI BİTMİYOR
Başta ABD olmak üzere küresel ve emperyal güçler sömürü düzenini devam ettirmek için demokrasi, hukuk, adalet kavramlarını kendi işlerine nasıl gelirse öyle uyguluyorlar. ABD Irak’ı “demokrasi getirmek” için işgal etti. Irak’ın toprak bütünlüğünü hiç ağzından düşürmedi ama gelinen noktada Irak’ı paramparça etti. Şimdi aynı oyunu Suriye’de oynuyor. Ya Türkiye hakkında beslediği emeller farklı mı? Hiç değil, yapılanlar ortada.
ABD-PKK-PYD’yi desteklerken, onlara silah verirken buna yüksek sesle itiraz eden sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli var. Kılıçdaroğlu’ndan hiç ses yok. Neden acaba?Şimdi ABD’nin yeni oyunu SDG. Washington, PYD/PKK’ya silah yardımı için Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli bir yapı kurdurdu. Kandil’den yönetilen bu paravan örgütle ilgili gerçekler, ABD’nin ne denli tehlikeli oyunlar oynadığının göstergesi. SDG 3500 teröristten oluşuyor. ABD tarafından bu örgüte verilen silah miktarı 50 bin kişilik orduyu donatacak nitelikte. ABD bu örgütleri niçin üretiyor ve silahlandırıyor? DEAŞ, DAİŞ her ne ise bahane. Mesele DAİŞ olsaydı bu örgütü çökertmek için koalisyon güçleri fazlasıyla yeterdi. ABD için terörle mücadele koskoca bir yalan. ABD’nin amacı bu bölgede kaos yaratmak. Bunun için de örgütleri yaratıp sonra bu örgütlerle mücadele kılıfı altında yeni örgütler yaratmak. Hedefteki ülke Türkiye. Mısır darbesi, 15 Temmuz darbe girişimi, Suriye savaşı ABD’nin eserleridir.
Dikkat edilirse ABD artık oyunu gizli oynamıyor. Sadece yalandan Türkiye’ye garantiler veriyor. Türkiye ise bu yalanlara hiç itibar etmiyor. Artık ABD, Türkiye için güvenilir değil. Kılıçdaroğlu, ABD için de bir iki laf etse diyorum.