“İyi oynadık ama yenildik” gibi bir sözle kendimizi kandırmayalım.
Hiç de iyi oynamadık bence…
Hele hele bu Beşiktaş’a karşı…
Hatta, ilk 3 maçın en kötü performansını sergiledik.
Gol dışında Fabri’nin yere yattığını hatta bırakın yere yatmayı, top geldiğini ben görmedim.
Sadece ve sadece savunarak kazanmayı düşünmüş Paul Le Guen…
Daha doğrusu, tüm Bursa’nın umudunu kestiği ama onun hala inandığı Deniz ve Stancu’ya bel bağlamış…
Hata onda da değil aslında… Hata, Bursa’ya ilk geldiğinde, “Elimizde Deniz, Faty, Necid, Sinan, Furkan Özçal, Bilal vs…” var diyen yönetimde…
“Biz bunları sildik. Hiç düşünme” diyemediler. Hadi diyemediniz, yerlerini de doldurmadınız…
Düşünün artık, “Gitsin” diye neredeyse yalvaracağımız Sinan, Beşiktaş karşısında “Kurtarıcı” olarak oyuna girdi…
Böyle olunca kazanamazsın tabii…
“Nokta” atışı transferler yapıyoruz doğrudur ama Bursaspor’un kulübesi de “Patlak” bunu hesaba katmıyoruz…
Aziz, sakat sakat maçı tamamladı… Çünkü, alternatifi yoktu…
Alanya karşısında Barış ve John sakatlandı neredeyse maçı kaybediyorduk…
Valla dost acı söyler; hem Başakşehir hem de Beşiktaş maçlarını bence yönetimsel, (Onlara göre parasal) sorunlardan kaybettik…
Herşeye rağmen puan alabilir miydik peki?
Belki alabilirdik ama bu sadece görünen sorunların üstünü örterdi..
Belki şimdi biraz hızlanırlar…
Bursaspor adına dün tek olumlu görüntü vardı; o da, Barış’ın sağ bekten alıp, ceza sahasını geçip, orta sağın soluna kadar neredeyse 60 metre sürdüğü topu Stancu’yla buluşturması ve bu atağında golle sonuçlanmasıydı…
Başka varsa siz söyleyin…