4 gollü galibiyete sevinsek mi, yoksa o son çeyrekteki kötü Bursaspor’a üzülsek mi anlayamadım…
“Zaman yine geçmek bilmedi, kafalarda hep -Acaba 4-4 olur mu?- endişesi oluştu” desem yanılmam herhalde…
Hop oturup, hop kalkmamak için 4-0 bile zaman zaman yetmiyor demekki!
Tabii ki, deplasmanda, hele hele 4 gol atarak kazanmak özlenen bir duyguydu… Fakat, uzatmalarla birlikte son 15 dakikada Malatyaspor’un temposuna karşılık verememek, çok basit goller yemek, 80 dakika harikalar yaratan Bursaspor’a yakışmadığı gibi Paul Le Guen’e de sorgulaması gereken önemli bir detay çıkardı…
Bana göre, tempo düşüklüğünün sebebi yapılan değişikliklerdi… Bilal’den bir Batalla etkisi beklemiyoruz ama en azından sorumluluk alması lazımdı, yapmadı… Bundan sonra da yapacağını zannetmiyorum çünkü, kafa olarak bitmiş. Furkan Soyalp girseydi, daha fazla verim alınabilirdi. Yusuf’un da Bursaspor’un sistemine hazır olmadığı anlaşıldı… Bir de, Badu’nun formsuzluğu var… Batalla-Agu ikilisi onu kapatmaya çalışıyor ama Agu-Bilal ikilisi kapatamayınca orta saha bom boş kaldı… Ayrıca, Aziz’in asist yapmasına rağmen bazen gereksiz hareketlerle “sırıttığını” söyleyebilirim… Son olarak, yan top zafiyetine dikkat çekebilirim…
Bunlar gördüğüm eksiklerdi…
Bursaspor’un iyi noktaları fazlaydı ki, bu eksiklikler kapandı… Batalla, Ekoko, Delarge üçlüsü için şapka çıkartabilirim… Bu üçlü, ölüyü bile diriltir ki, Stancu’yu iki haftadır görüyorsunuz… Boşu yok.
Agu, Barış, Titi, Ekong’u da Allah sakatlıklardan korusun. Yoksa, alternatiflerimiz katkı koyamadıkları gibi bize sadece geçen sezonu hatırlatır…