Bazen zorunluluklar, yeni yetenekler ortaya çıkarır…
Kupada izlediğimiz ama fikir sahibi olamadığımız Emre Taşdemir, lig kadrosuna girince sanki zincirlerinden kurtulmuş “Aziz yoksa ben varım” der gibiydi…
Hatta, Aziz’e haksızlık olmasın ama hücuma katkısıyla “Ondan daha iyiyim” mesajını da verdi…
Aslında, Bursaspor, hazır böyle keyif vermeye devam ederken ve devre arası da gelmişken, neden altyapıdaki yeni isimleri takıma monte etmiyoruz ki?
Şenol Güneş, 3 takviye istiyor, bunların en azından birini veya hepsini, neden kendi öz kaynaklarımızdan çıkarmıyoruz ki?
Tam 1 yıl önce, kimsenin tanımadığı Ozan Tufan, Antalya kampına götürülmeyip Yeşil Bursa’ya verilseydi, değeri bu kadar artar mıydı sizce?
Onun için, hazır para yokken, bunu, yani krizi, paraya çevirmenin en güzel yolu…
Sence de öyle değil mi sayın Recep Bölükbaşı?
Bedeni burada olsa bile ruhu artık yavaş yavaş Bursaspor’dan kopmaya başlayan Ozan Tufan’ı ver kurtul, yenileri gelsin, sen de rahatla… Elini korkak alıştırma…
Bu arada, maça değinemedik…
Hava soğuk, futbol da buz gibiyken Josue çıktı ortaya… Önce saha içini gererek ilk alevi yaktı sonra golüyle herkesi ısıttı… Buz gibi çözülmeye başlayan Akhisar’ı da geçmek zor olmadı…
Tabii, tribünlerin boşluğuna alıştık ama maç öncesi Anadolu Ajansı’ndan Hüseyin Yeşilkavak’ın güzel bir yorumu oldu, paylaşmak istedim: “Böyle devam edecekse Atatürk Stadı’na niye geliyoruz ki? Özlüce’de oynayalım daha iyi.”