Sağlık Bakanlığı, Lokantacılar-Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar-Pastacılar Konfederasyonu arasında önceki gün bir protokol imzalandı.

Protokolün içeriğinde insan sağlığını çok yakından ilgilendiren maddeler var.

Nedir onlar?

Örneğin;

Federasyon ve Konfederasyona bağlı işletmelerde gönüllü olarak tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı ise yüzde 5 oranında azaltılacak.

İşletmeler, yemek yenilen masalara tuz yerine  soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke gibi doğal lezzet arttırıcılara ağırlık verecekler.

Ayrıca, sunulan menülerde her yemeğin ve tatlının kalori bilgisi de yer alacak. Yemeklerin yağ ve oranı ve porsiyon miktarlarına da dikkat edilecek.

*

Protokol imza töreninde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gıda işi yapan tüm işletmelere çağrıda bulundu:

“Kişi başı tuz tüketimimizi 18 gramdan 9.9 grama indirdik. 5 grama kadar indirmeliyiz. Şekeri de azaltmalıyız. Buradan işletmelere bir çağrıda bulunuyorum. Masalarınızdan tuzlukları kaldırın…”

Daha yemeğin tadına bakmadan tuzluğa saldıranlar belki bu habere üzülecekler ama sağlık olmazsa ağzımızın tadı tuzu da kalmıyor!

Ne demişler;

Can boğazdan gider!

*

Yıllar önce…

Yine böyle bir uygulama gündeme gelmiş, lokanta ve restoranlardan tuzlukların kaldırılması istenmişti.

Ben de araştırmacı gazeteci olarak, kentimizin efsane lokantacılarından Abidin Özen’in Tuzpazarı’ndaki esnaf lokantasına gitmiştim…

Aynı zamanda Bursa Lokantacılar Odası Başkanvekili olan Özen’e, tuzluk yasağını hatırlatıp sormuştum:

“Abidin Usta, ne düşünüyorsun bu hususta?”

Gülerek “Çok iyi olur, hem bizim bütçemize, hem vatandaşın sağlığına faydası olur” demişti.

Bir de küçük bir test yapmıştık o gün, bazı masalardan tuzlukları kaldırmıştık…

Fakat testin sonucu tuzluk yasağı konusunda bizi karamsarlığa itmişti.

Hiç unutmuyorum, masada tuzluk krizine giren müşterilerine şöyle seslenmişti rahmetli Abidin Usta:

“Ah be kardeşim! Şu ağzının tadını bildiğin kadar biraz da sağlığının kıymetini bilsene…”

Bu vesileyle, kendisini rahmetle anıyorum.          

 

Nilüfer çiçekleri

 

Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Şubesi, şehir içindeki yol kenarlarına, orta refujlere çiçeklerle harika bir peyzaj çalışması yapıyor.

Herbiri sanat eseri gibi…

Görüntüsüyle yoldan geçenlerin içini açıyor, trafik stresini azaltıyor…

Kente de ayrı bir estetik katıyor.

Yalnız, Kent Meydanı altındaki yolun sağına ve soluna konulan plastikten yapılma dev nilüfer çiçekleri o estetikten nasibini pek almamış sanki…

Gözümüz belki zamanla alışır ama sosyal medyada CHP’lilerin arasında espri konusu olmuş bu çiçekler…

Diyorlar ki;

“Bozbey gelmeden Nilüfer çiçekleri açmaya başladı bile Bursa’nın her yerinde!”  

 

Bir söyleşi

 

Bursagaz’ın kurumsal yayını Mavi/Yeşil adlı dergisinin son sayısında Bursaspor Başkanı Ali Ay’la söyleşi vardı.

Bursaspor sevgisinin nasıl oluştuğunu, başkanlık sürecini, hedeflerini ve hayal kırıklıklarını anlatmış Ay…

Unutamadığı anılarıyla ilgili soruya da yanıt olarak, Bursaspor’un Süper Lig şampiyonu olduğu sezon yaşadığı mutluluğu göstermiş. Şampiyonluğun ilan edildiği son maçtan sonra tribünde hüngür hüngür ağladığını itiraf ediyordu.

Yalnız Ali Başkan değil, o maçtan sonra taraftarlar tüm şehir mutluluktan ağlamıştık…

Fakat son üç sezondur da kahırdan ağlıyoruz! 

Gülmeyi unuttuk!

 

Tekrar TV!

 

Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum fakat ben TV kanallarını ne zaman şu yerli filmlerden birine mutlaka rastlıyorum…

Mandıra Filozofu

Şefkat Yerimdar

Çakallarla Dans

Recep İvedik

Ve Hababam Sınıfı…

Döndürüp döndürüp oynatıyorlar günboyunca…

Her ramazan ayı ve kandillerde oynatılan Çağrı filmini de geçti bu filmler…

 

Çalı ve halı

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Perşembe günü Bursa’daydı.

Kestel, Gürsu, Osmangazi ve Nilüfer Çalı’da partisinin yerel seçim etkinliklerine katıldı, belediye başkan adaylarına destek istedi Kılıçdaroğlu…

Diğer yerlere değil ama Çalı tercihini merak konusu olmuş…

Soranlara bir parti yöneticisi şu özlü sözle yanıt vermiş:

“Çalıya basmadan halıya basılmaz!”