Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın güzel bir çağrısı vardı hayvanserverlere…

Diyordu ki;

“Kedi veya köpek bakmak istiyorsanız, petshop’lardan satın almak yerine hayvan barınaklarından sahiplenin!”

Destekliyorum Başkan Dündar’ın bu anlamlı çağrısını…

Sahiplenilmeyi bekleyen o kadar çok can dostu var ki!

Bir gitseniz o barınaklara hangisini alacağınıza karar veremez, hepsini götürmek istersiniz…

Bakışlarıyla sizi kendisine adeta aşık eder.

*

Barınaktan sahiplenirseniz hem ücret ödemiyorsunuz hem aldığınız hayvanın bakımları konusunda destek de veriliyor.

Tabii o hayvanları sahiplenmekle iş bitmiyor…

Büyük bir sorumluluk alıyorsunuz aynı zamanda…

Öncelikle evinizin konumu da onların doğal yaşamına uygun olmalı, hem hayvanı, hem sizi hem de komşularınızı rahatsız etmemeli.

Hayvanlar yeni geldikleri yere alışana kadar zahmet çektirebiliyor.

*

Bu uyarıyı niye yapıyorum?

Bizzat Mustafa Başkan’ın yaşadığı olaydan dolayı yazıyorum…

Bir sohbette anlatmıştı…

Çocukları kedi istemiş Başkan’ın…

Çok ısrar edince dayanamayıp belediyenin barınağından iki yavru kedialıp gelmişler konuta…

Fakat kediler, Başkan’ın konutu, protokol filan dinlememiş, sabaha kadar hiç susmadan miyavlamışlar.

Ne yapacaklarını, kedileri nereye koyacaklarını, ne yedirip içireceklerini şaşırmış ev halkı.

Komşuları belli etmeseler de rahatsız olmuşlar seslerden…

Zabıtayı aramak istemişlerdir ama gelmezler diye arayamamışlardır da!

*

Sabahı zor yapmış Dündar Başkan…

Gün ağarır ağarmaz ilk işi kedileri tekrar kutusuna koyup, barınağa göndermek olmuş…

O günden sonra çocuklar kedi veya köpek sevmek istediklerinde hayvan barınağına götürüyor, heveslerini alana dek sevmelerine izin veriyormuş.

Eğer sizin de eviniz uygun değilse, bu sistemi uygulayabilirsiniz.

Kim demişse çok doğru demiş…

Hayvanları sevmeyen insanları da sevemez!

 

İstanbul Havaalanı’nda konfor on numara beş yıldız!

 

Üsküp gezisi vesilesiyle, yeni İstanbul Havaalanı’nı da yakından görme, test etme fırsatı buldum.

Sadece dış hatlar bölümünü gördüğüm için yorumlarımı oraya bakarak yapıyorum…

* Mimari açıdan görkemli bir yapı olmuş…

* Büyüklüğü yorucu ama ürkütmüyor, kaybolmaktan korkmuyorsunuz…

* Atatürk Havaalanı’ndan daha sakin ve sessiz…

* Bekleme salonundaki koltukların sayısı az gibiydi… Kafe tarzı işletmelerin de…

* Anons sisteminin kaldırılması sessizlik açısından iyi olmuş. Fakat gözleri iyi görmeyen yolcular uçuşla ve binecekleri uçakla ilgili son bilgileri ekrandan takipte zorlanabilir.

* Tepelerdeki rüzgar enerjisi üreten dev pervaneleri bir an önce sökmeli. Onlara baktıkça pistin de rüzgar aldığı algısı yaratıyor yolcularda…

* Havaalanının tamamı bittiğindeki halini düşünemiyorum…

 

İsviçreli Arnavut Hulusi

 

Üsküp’ten dönerken uçakta yanıma Hulusi adında bir Arnavut oturdu…

Benden 4-5 yaş büyüktü…

Türkçe konuştuğumu görünce, hemen başladı sohbete…

İsviçre’de yaşıyormuş…

40 sene önce Makedonya’dan gitmiş İsviçre’ye…

Bu ülkede inşaat işi yapıyormuş kardeşleriyle, şirket kendilerininmiş…

Gurbette olsa da, Türkiye’yle ilgili haberleri hiç kaçırmadığını söyledi.

Doğup büyüdüğü Makedonya’dan daha çok biliyor bizi…

Uzun yıllar Milli Görüş’ü desteklemiş, şimdi fanatik Reis’çi!

İstanbul’a geliş nedenini sordum…

“Söylesem inanmazsın” dedi, sonra devam etti:

“Yeni havaalanını çok methetti arkadaşlar, bir de Çamlıca Camisi’ni… Onları görmeye geldim… Kısmetse iner inmez Çamlıca Camisi’ne giderek namaz kılmak istiyorum…”

İnanamadım…

“Sırf bunun için mi ta İsviçre’den geliyorsun?” deyince, güldü:

“Yok canım gelmişken, eşimin Ümraniye’de dededen kalan daireleri ve işyerlerini de ziyaret ederim artık. Ne zamandır zam yapmıyorduk! Bir de tatil yaparız güneyde, öyle döneriz…”

Ayrılırken takıldım gurbetçi Hulusi Bey’e:

“Çamlıca’da benim için de dua etmeyi unutma!

 

Fikstür

 

Bursaspor’un bu sezon mücadele edeceği Spor Toto Birinci Lig’in ilkyarı fikstürü çekildi.

Bu fikstürden birer adet de takımın ligden düşmesinde emeği geçen hatalardan ders almış yönetici ve kaçan futbolculara da  göndermeli!