Sanat Güneşi Zeki Müren, ölümünün 18`nci yılında Emirsultan Mezarlığı`ndaki kabri başında dualarla anıldı.
Anma töreninde, sanat caimasından hiç kimsenin olmamasını, vefasızlık olarak yorumlamış, Müren`in Bursa`daki akrabaları…
Hiç alınganlık göstermesin yakınları…
Millet, 18 yılda kendi öz anne-babasının kabirlerinin yerini bile unutuyor…
Sevdiği sanatçıları, dostlarını, arkadaşlarının ismini, cismini unutması çok normal…
Vefasız olan insanlar değil, zaman!
*
Rahmetli Sanat Güneşi de yaşarken, o billur sesiyle söylediği şarkılarında bugünleri anlatıyordu zaten…
Boşuna demiyordu:
“Dediler zamanla hep azalırmış sevgiler
Olsun bana seninle geçen yıllarım yeter!
Dediler gün gelir unuturmuş gidenler
Olsun bana aşk dolu geçen yıllarım yeter!”
*
İşte bu yüzden isyan ediyordu bazen…
“Çoktan unuturdum ben seni çoktan / Ah bu şarkıların gözü kör olsun” diyerek…
Bazen de sitem ediyordu:
“Ben seni unutmak için sevmedim!” diye…
Sonra boşveriyordu yine:
“Her gece kederdeyim
Durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime
Yalnızlık biçiyorum!”
*
Bir yalnızlık şarkısı çalardı sazı, “ben yalnızım, ben yalnızım” derdi yaşarken de…
Yalnızlığına ağlayanlara da teselli verirdi bir yandan:
“Ağlama değmez hayat, bu gözyaşlarına!”
Değmiyor gerçekten de ağlamayın boşuna…
Umutlandığı zamanlar da olurdu arada Sanat Güneşi`nin…
Sorardı sevenlerine:
“Seni unutsaydım, bekler miydim hiç
Bir derdime bin dert ekler miydim hiç!”
*
Göbek adı Mesut Bahtiyar`dı ama şarkılarında hep bugünlere mesaj vardı…
Derdi ki;
“Senle dolu özlemlerim
Dilimdedir sitemlerim
Düşman çıktı sevenlerim
Sığınacak dost kalmadı!”
Rahmetlinin kabrini ziyaret edecek sanatçı sayısı varsın azalsın, kabrinin başındaki o gölgeliği hurdacılar ikinciye çalmasınlar yeter!
Ekmek sepeti
Bir ilçemizi ziyarete geliyor ABD`den bir heyet…
İlçe gezisi ve resmi toplantıların ardından yemeğe geçiliyor…
ABD`de heyetindeki bir konuk, önünde duran ekmekleri fark etmiyor, masanın öbür ucundaki ekmek sepetini göstererek, içinden bir dilim ekmek istiyor.
Haliyle bu durum esprilere de yol açıyor masada…
“Amerika işte! Önündeki ekmek sepetiyle yetinmez, hep masadaki diğer ekmek sepetlerine göz diker!” sözüne gülüşürler aralarında…
Espriyi Türkçe yaptıkları için niye güldüklerini anlamaz ekmek isteyen ABD`li…
İngilizceye çevirince aynı sözlere, o da başlar gülmeye…
Bankadan al, devlete öde!
Dün köşemde;
Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı`nın isteyen esnafa 50 bin liraya kadar özel bankalar aracılığıyla cazip faiz oranı ve ödeme şartlarıyla kredi kullandırma müjdesine değinmiştim.
Bakan`ın açıklamalarının tamamını okuyunca gördüm ki, bu esnaf kefalet kooperatiflerini bitirecek değil kurtaracak bir müjdeymiş meğer…
91 bin esnafın bu kooperatiflere ödenmemiş 460 milyon lira ana para borcu varmış.
Ekim ayı sonuna kadar bu kooperatiflere borcu olanlar kredisinin ana parasını öderse, borç faizleri silinecekmiş.
Durum anlaşıldı…
Bakan, esnafa kısaca diyor ki;
“Gidin özel bankalardan kredi çekin, kefalet kooperatiflerine olan borçlarınızı kapatın!”
Peki ya bankalardan alacakları kredileri de ödeyemezlerse?
O zaman yine ver elini esnaf kefalet kooperatifi!