Eminim bugünlerde hepimizin en çok kurduğu hayal, sevdiklerimizle birlikte bol iyot kokulu güzel bir tatil…

Havalar ısındıkça, sosyal medyadaözendiren tatil görüntüleri paylaşımlarını gördükçe, bizler de kızgın kumlardan serin sulara atlamak için sabırsızlanıyoruz.

Hayal demişken…

Ülkemizin hayal haritasını ortaya çıkaran bir araştırma yapılmış…

10 şehirde 8-55 yaş arası tam 2 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılmış araştırma…

Aralarında Bursa da olduğu için sonuçları daha çok dikkatimi çekti.

İşte hayal haritamızdan bazı gerçekler:

 

*

 

Halkımızın yüzde 49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor, yaşlandıkça hayaller azalıyormuş!

E normal yaş ilerledikçe hayal yerine turşu kurmak daha cazip geliyor!

Her 10 katılımcıdan 5’inin en büyük hayali, iyi bir meslek sahibi olmakmış…

Bu hayali kuranların tercih ettikleri mesleklerin ilk sıralarında öğretmenlik, doktorluk, futbolcu, sanatçı, pilot ve polislik geliyor…

Aralarında bizim mesleğin olmamasına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim…

Kendi işinin patronu olma hayalini kuranların oranı da az çıkmamış!

Kadınlar, erkeklerden daha fazla hayal kuruyormuş…

Neden acaba?

Gerçekleşme oranları daha yüksek olduğu için mi?

 

*

 

Küçük illerde yaşayanların da büyük şehirlerde yaşayanlardan daha çok hayal kurdukları ortaya çıkmış.

Geçim derdini düşünmekten hayal kurmaya vakit kalmıyor ki!

Kolay mı büyük şehirde yaşamak!”

En dikkatimi çeken sonuç…

Üniversite mezunları hayal kurmada açık ara önde çıkmışlar…

Onlar da haklı…

Okuldan başarıyla mezun olur olmaz, parası bol, kariyeri ve prestiji yüksek işlerin kendilerini beklediğine dair hayaller kurmasalar bitmez ki o üniversite!

Hayal haritasını çıkaranlar, keşke ülkemizin hayal kırıklığı haritasını da çıkarabilseler…

İş, aşk, evlilik ve sosyal hayatındaki ilişkilerinde hatta siyasette hayal kırıklığı yaşayanların oranını da öğrensek…

Ne güzel olurdu.

 

“Yeni geldim Türkiye’den!”

 

Olay aynen kentimizdeki eski mahallelerinin birinde yaşanmış…

Abartmadan aktarıyorum…

Vatandaşın karşı acıkıyor, bir şeyler yemek için yolunun üzerindeki küçük bir esnaf lokantasına giriyor.

Yemek siparişi veriyor ama siparişi almaya gelen kişi ne dediğini anlamıyor bir türlü.

Lokantadaki Arapça yazıları görünce işletmecinin Suriyeli olduğunu fark ediyor…

Takılarak çıkıyor lokantadan:

“Kusura bakma hacı abim, ben burada turistim! Yeni geldim Türkiye’den!”

 

Başkan Aktaş ne yapsın?

 

Geçen hafta Bursaspor eski kalecisi Frey’e olan gecikmiş alacaklarını ödemeseydi, hem puan silme cezası alacaktı hem de en az iki sezon transfer yapamama cezası…

Bursaspor yönetimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın girişimiyle bu parayı tamamladı ve ödeyerek cezadan kurtuldu.

Kulüp cezadan kurtuldu ama Alinur Başkan eleştirilerden kurtulamadı.

Belediyenin onca borcu dururken, Bursaspor’un borçlarıyla niye ilgileniyor diye tepki gösterenler oldu.

Oysa belediyenin cebinden beş kuruş çıkmamıştı.

Haliyle eleştiri dozunu aşan bu tepkilere hem şaşırdı Başkan Aktaş hem üzüldü…

Haklı da…

Hiç ilgilenmese, “Şampiyon Bursaspor sahipsiz kaldı, hani kent yöneticileri nerede?” diye tepki gösterilir…

İlgilenince de, “Sen bırak Bursaspor’u, önce belediyeye bak, o düşmesin bari” diyorlar…

İki arada bir deredekalmış durumda…

Bu önyargılı bakış açımızı değiştirmezsek, Bursaspor daha çok sahipsiz kalır, elini taşın altına koyacak yönetici bulmakta zorlanır.

 

Helal sana Tosun!

 

Kurduğu Çiftlik Bank’la 132 bin kişiyi, 1,2 milyar lira dolandırma suçuyla her yerde aranan ‘Tosun’ lakaplı Mehmet Aydın’ın sosyal medyadan paylaştığı son fotoğrafları görmüşünüzdür…

Güney Amerika sahillerinde süper bir yatta birbirinden güzel hatunlarla gününü gün ediyor…

Keyfi, neşesi, sağlığı yerinde…

Arandığını bildiği halde peki niye o fotoğrafları paylaşıyor Tosun?

Bence, dolandırdığı uyanıklarla kafa buluyor…

Resmen, “Yanlış anlamayın, yattaki görüntülerim iş toplantısı… Yanımda gördüğünüz hatunlar da, yumurtalarımayatırdığınız paralarla kurduğum Piliç-bank’n mudileri!” diyor…

Şaka bir yana…

Tosun’un o suratına bakıp da parasını kaptıranlara şaşıyorum.

Büyük konuşmayayım ama yolda parayı elinden alırlar diyetelefon faturamı ödemeye bile göndermem ben onu!