Babayiğit sanayicilerimiz yerli otomobil projesini gerçekleştirene kadar yerli ve milli uçan arabamız ondan önce çıkacak gibi piyasaya…

Dün bu konuda müjdeli haberler vardı medyada…

Silahlı, insansız hava araçlarını üreten BAYKAR firması tarafından planlanan Cezeri adlı ilk milli uçan arabanın prototipinde hazırlıklar bitmek üzereymiş.

Yetişirse 17-22 Eylül’de İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenecek Teknofest’te uçabileceği belirtiliyor.

Şehirlerdeki giderek artan bu trafik yoğunluğunu çözerse zaten uçan araçlar çözer…

Yollarımız nasılsa uçak pisti gibi!

*

Yalanım yok…

Uçan arabaların bir an önce hizmete girmesini en çok da siyasi liderler için istiyorum…

Neden mi?

Normal makam araçlarıyla gittikleri yerlerde, geçeceği güzergahla alakası olsun olmasın, güvenlik nedeniyle bütün yollarda trafiği saatler öncesinden kesiyorlar…

Hastan varmış, cenazen varmış, hayati bir konuda acil bir işin varmış dinlemiyorlar.

O siyasi lider gittiği şehri terk edene kadar da açmıyorlar.

Bu abartılı önlemler yüzünden şehirde trafik arap saçına dönüyor…

Yollardaki sürücüler ve yolcular ise adeta deliye!

İster istemez, kimi klaksona basarak protesto ediyor bu durumu, kimi diline hakim olmayarak gelen siyasi liderlerin kulaklarını çınlatıyor bol bol….

Sevgisi, sempatisi olup da seçimde partisine oy verenler bile yapıyor bunu…

Oysa siyasi liderlerin günahı ne?

O işgüzarlığı yapan, yaptıranların kulağını çınlat çınlatacaksan kardeşim!

*

İşte uçan makam araçları olsa, bu tür sorunlar hiç yaşanmaz…

Havada, karada, denizde trafiği kesmeye gerek kalmaz…

Havadan şak diye inerler açılış, miting ya da toplantı yapacağı yere, siyasi liderler...

Trafiğin anasını ağlatmadan, yollarda saatlerce mahsur kalan sürücü ve yolcuları çıldırtmadan ve de kulakları çınlatmadan etkinliğe katılır, alkışlar içinde geri dönerler.

Yerli ve milli uçan arabaların bir an önce üretime geçilmesini ve kullanımda önceliğin siyasi liderlere verilmesini şiddetle destekliyorum

 

Kurbanlık uyarılar!

 

Kentimizin tanınmış tasavvuf muziği sanatçılarından, ilahiyatçı Mürşid Kavurmacı’nın, kurban bayramı  ile ilgili harika bir paylaşımı vardı sosyal medyada…

Diyor ki;

* Paran yoksa, borcun çoksa kurban kesme!

* Yok kredi kartı, yok taksitle filan bu işe girme!

* Seçeceğin kurbanın hamile olmamasına dikkat et!

* Zenginsen ver gitsin güzel bir kurumuna…

* Etin hepsini dolaba atıp hep kendin yeme!

* Kesim yerinde hijyeni sağla, ortalıkta çirkin görüntüler oluşturma!

* Kurban hayvanını beslerken ve kesim sırasında eziyet etme!

* Acemiysen bayramda kasaplığa soyunma!

* Kurbanın eti, kanı Allah’a ulaşmaz, incelik ve nezaketin ulaşır unutma!

 

BAĞIŞ yaz 1963’e at!

 

Bursaspor düşerse, Bursa düşer diyenler…

Ligden düşmesine gerçekten üzülenler…

Yeniden layık olduğu Süper Lige dönmesini, yine zirveye oynadığı günleri görmeyi gönülden isteyenler…

Borçlarından dolayı kapalı olan transfer tahtasının bir an önce açılarak, lige iddialı başlaması için birkaç iyi futbolcu alınmasının şart olduğu görenler…

Sözde değil özde Bursasporlular…

Bursaspor sevgisi bir rozetten, siyasi gösterişten ibaret olmayanlar…

Hadi göreyim sizi…

Gösterin timsaha olan sevginizi, cep telefonunuzdan “BAĞIŞ” yazıp 1963’ye bir SMS atın…

Bir SMS bedeli sadece 16 lira!

Çok para atamam diyenler, mevcut yönetimi bahane edenler, sağda solda, sosyal medyada filan sakın timsah gözyaşı dökmesinler!   

 

İyi ahlak genelgesi

 

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) şoför üyelerine uymaları gereken nezaket ve trafik kuralları bir genelgeyle hatırlatmış.

Özellikle turizm bölgelerinde yerli yabancı turistlere yönelik davranışlardan dolayı gelen şikayetler hatırlatılarak, “Ahilik kültüründen geldiğini asla unutma!” denmiş.

Dileriz, unutanlara navigasyon görevi yapar bu genelge, yoldan çıkanlar olmaz!

 

Sigara

 

Sigaraya gelen son zamlardan sonra o şarkının sözleri de değişmiş…

Artık şöyle söylüyorlarmış:

“Sigaramın dumanı, yoktur zamların imanı!”