Sercan Yavuz
Sercan Yavuz
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Keles’in buz kesen umutlarına yeni yol haritası!

Köşe Yazısını Dinle

Keles…

Uludağ’ın eteklerinde; yüksek rakımıyla, doğasıyla, yazın bile serin olan Kocayayla’sıyla meşhur, Bir de coğrafi işaret tescilli kirazıyla…

Ama tıpkı Bursa’nın güneyindeki birçok ilçe gibi, Keles de biraz yalnız kalmış; yıllardır göç veriyor, nüfusu ise her geçen gün eriyor.

Merak eden TÜİK verilerine göz atsın; nüfusun nasıl eriyip gittiği orada açıkça görünüyor.

O, işin başka bir boyutu tabii…

Gelelim bugünün ve hatta yarının konusuna.

Ziraat Odası Başkanı Mustafa Din ile konuştum birkaç gün önce. Zirai don felaketinden fazlaca nasibini almış bölge.

Gazete ve internet sitemizde de okumuşsunuzdur zaten. Çiftçiyle beraber başkan da oldukça dertli.

Zaten nasıl olmasın ki. Rekolte kaybı yüzde 90’ın üzerinde diyor. Rakam korkunç!

Yörenin en önemli geçim kaynağı olan kiraz daha tomurcukken donmuş ne de olsa. Üstüne bir de çiftçinin boşa giden onca emeği eklenince, insanın içi cız etmiyor değil.

İşte tam bu noktada, çözüm yine dağ yöresinden yetişmiş önemli bir isimden geliyor.

Gazeteci büyüklerim Ahmet Emin Yılmaz ve İhsan Aydın köşe yazılarında da çoğu kez yer veriyor.

Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadettin Topçu‘dan bahsediyorum. Yöreye katkı sağlayacak pek çok çözüm önerisiyle çıkıyor karşımıza.

Bu kez çiftçinin buz kesen emeklerine derman olmak için kafayı yormuş hocam.

“Çözümü var: Örtü altı kiraz üreticiliği üzmez!” diyen Topçu, iklim değişikliğiyle gelen risklere karşı artık klasik üretim yöntemlerinin yeterli olmadığını açıkça ifade ediyor.

1000 metre rakımda üretim yapan Keles gibi bölgelerde artık açık alanda üretimin deyim yerindeyse her yıl bir yazı-tura oyunu haline geldiğini söylüyor.

Topçu, “300-350 m üzerindeki tarımsal faaliyetlerin örtü altına alınması şart,” deyip, bu tür üretimde kullanılan bodur kiraz tiplerinin hem verimi artırdığını hem de hava koşullarından etkilenmeden kaliteli ürün elde edilmesini sağladığını belirtiyor.

Gerçek şu ki:

Açıkta üretim, emek ve sermayeyi her yıl tekrar tekrar riske atmak demek.

Oysa küçük alanlarda yüksek verim, erkenci hasat ve daha kaliteli meyve imkânı sağlayan örtü altı sistemleri, artık lüks değil; zaruri.

Keles’in kaderi zirai don olmasın.

Üreticinin emeği, alın teri, geleceği örtü altına alınarak güvenceye alınsın.

Ve artık bu tabloyu bir kez daha yaşamamak için adım atmanın zamanı geldi, hatta geçiyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X